ÜSAO 17. Bölüm

“Hadi evlenelim!” dediğinde Doğu’nun dehşete düşmüş yüzü görülmeye değerdi. Ve kapıda son sözleri duyan Kemal ile Şahin’in yüzünde ki sırıtış!!! 


Doğu şaşkın bir şekilde genç kıza bakıyordu. Bir an yanlış duyduğunu düşünerek genç kıza, “Anlamadım, az önce ne dedin sen?” diye sormaktan kendisini alamamıştı. Güneş ise hala siniri üzerinde sözlerini tekrarlamıştı. 


“Bunda anlaşılmayacak bir şey yok, sana hadi evlenelim dedim!” Doğu kısa çaplı bir durgunluktan sonra kahkaha atarak gülmeye başlamıştı. “Şaka yapıyorsun galiba? Seninle evlenmek istediğimi de nereden çıkardın?” Güneş onun ani çıkışı ile duraksamıştı. Derin bir nefes alarak içindeki öfkeyi dışa salmıştı. “Bak! Sana bayıldığım falan yok. Ayrıca evlensek bile senden hiçbir talebim olmayacak. Sadece Işık’ı o kadına bırakmak istemiyorum. Benim tek düşündüğüm şey oğlun. Yapacağımız evlilik sadece göstermelik olacak. Velayeti aldığında istersen boşanırız!” Doğu duyduklarına inanamıyormuş gibi karşısında inatla burnunu havaya kaldıran Güneş’e bakıyordu. Genç kızın dik duruşu karşısında biranda içinde bir gurur oluşmuştu. 


“Ben istersem boşanacağız yani?” Güneş başını iki yana sallayarak “Bu kadar şey söyledim sadece bu kısmını mı aldın? Senin daha zeki olduğunu sanıyordum. Şuanda düşünmen gereken tek şey Işık! Sende farkındasın herhalde. Son zamanlarda oğlunla gerektiği gibi ilgilenmiyorsun!” Doğu son sözleri ile sinirlenmişti. Hızla az önce oturduğu yerden kalkarak genç kızın karşısına geçmişti. “Ne demek istiyorsun sen, oğluma değer vermediği mi?” Güneş sakinliğini koruyarak odanın kapısına doğru ilerlemişti. “Söylediklerimi düşünsen iyi edersin! Şimdi dinlenmek istiyorum!” genç adamın konuşmasına fırsat vermeden hızla odadan çıkınca karşısında Kemal’in alaycı gülümsemesi ile karşılaşmıştı. Genç kız ona ters bir şekilde bakarak “Dinlemeniz bittiyse şimdi işinize dönün!” Şahin genç kızın Kemal ile konuşma şekline şaşkınlıkla bakmıştı. Kemal ile kendisi bile bu şekilde konuşamazken birkaç haftalık birinin üstelik bir kadının bu şekilde konuşması genç adamı şaşırtmıştı. Kemal başını öne eğerek Güneş’in geçmesine izin verince Güneş dişlerini sıkarak hızla odasına doğru ilerlemişti. 


Doğu kapı ağzında bekleyen iki sadık adamına bakmıştı. Şahin hemen oradan ayrılırken Kemal keyifli bir şekilde patronunun yanına gitmişti. Odanın kapısını kapatan genç adam hala öfkeyle burnundan soluyan patronuna gülümseyerek “Bu kadar sinirlenmeyin Doğu bey, Güneş hanımın haklı olduğunu sizde biliyorsunuz? Son zamanlarda işinizle çok meşgulsünüz ve küçük beyle fazla vakit geçirmiyorsunuz!” Doğu ona bakarken gözlerinde hüzün vardı. Elbette o da bunun farkındaydı. Son zamanlarda işleri oldukça yoğunlaşmıştı. Sezon başı olduğu için daha fazla çalışması gerekiyordu. Güneş’in de haklı olduğunu biliyordu. Ama yapmış olduğu teklif yıllar öncesinde olduğu gibi genç adamı korkutmuştu.


“Efendim, Güneş hanımın teklifini kabul etmelisiniz. Üstelik sizden hiçbir talebi olmadığını da söyledi. Bunu belgeyle de garantiye alabilirsiniz!” Kemal’in sözlerini sert bir şekilde kesmişti Doğu! “Buna gerek yok! Onun benim paramla ilgilendiğini asla düşünmedim, düşünmem de. Güneş paraya önem veren biri değildir. Küçükken de öyleydi. Babasının ona verdiği harçlıkları bana vermeye…” Doğu fazla konuştuğunu düşünerek susmuştu. Ama gözünün önüne gelen görüntü gülümsemesine neden olmuştu. Sekiz yaşında olan Güneş’in elinde harçlıkları ile Doğu’nun karşısına geçerek “Al bunlar senin olsun, benim alacak bir şeyim yok ki?” dediği anki hali gözünün önündeydi. Hatta parayı almak istemediğinde ağlamaya başladığı görüntüsünü de hatırlıyordu. Ama onunla evlenmek! 

8 yıl önce

—————————

Genç kız hazırlığını yapmıştı. İçi acıyordu. Sırf Doğu istediği için o partiye gitmeye ve artık küçük bir kız olmadığını ona göstermeye kararlıydı. Üzerinde ki sade elbise oldukça şık ve onu olduğundan daha büyük göstermişti. En azından genç bir kız olduğunu belli edecek kadar onu güzel göstermişti. Saman rengi saçları kırmızının açık rengi olan elbisenin üzerinde sırtında dans ediyordu. Yürüdükçe heyecanı daha da artmıştı. Doğu onu almak için evinin kapısına beklediğinde gergindi. Genç adam başta Güneş’in teklifini kabul etmemesini dilemiş ama genç kız kabul edince de bir şey yapamamıştı. Onu arkadaş çevresine sokmak istemiyordu. İçinde ki koruyucu yan genç kızı gözlerden uzak tutmak istiyordu. Düşünceli bir şekilde kapıda beklerken birden karşısına çıkan Güneş ile donup kalmıştı. Genç kız nefes kesecek kadar güzel görünüyordu. Kendisini hemen toparlayan genç adam yüzünde gülümseme ile Güneş’e doğru yaklaşarak genç kıza ne hissettirdiğini bilmeden elini ona uzatmıştı. 


“Vay canına, bu sen misin?” 

Güneş utangaç bir gülümseme ile genç adama bakarken sadece başını sallamakla yetinmişti. İkili partinin olduğu yere doğru ilerlerken sessizdi. Doğu pişman olmuştu. Bu şekilde onu arkadaşının yanında bırakmak istemiyordu. İçindeki sıkıntı gittikçe büyürken yol bitmiş ve eğlencenin olduğu yere gelmişlerdi. Doğu’nun geldiğini gören arkadaşı hızla onlara yaklaşınca genç kız tedirgin olmuştu. Arkadaşı bakışlarını Güneş’in üzerinden çekmeden Doğu’ya kısa bir ‘merhaba’ derken elini Güneş’e uzatarak konuşmuştu. 

“Bu akşam çok güzelsin. Burada ki en güzel kızın bana eşlik edecek olması çok güzel!”

Doğu onun sözlerinden rahatsız olmuştu. Güneş ise genç adamdan bir tepki bekliyordu. Kendisine uzatılan kola girmek zorunda kalan Güneş içinin acıdığını hissederek Doğu’dan uzaklaşmıştı. Tedirgindi ve tanımadığı bir adamla olmak onu korkutuyordu. Doğu kendisinden uzaklaşan ikiliye bakarken dişlerini sıkmaktan başka bir şey yapmıyordu. Yanına gelen diğer arkadaşlarının “Bu afet kim? Onu bunca zaman saklamış olman haksızlık!” diye onunla şakalaşırken genç adam hiç şaka kaldıracak durumda değildi. Berbat geçen gecenin sonunda ise Doğu eve dönmek için Güneş’i bulmaya çalışmıştı. Sonunda bir bankta oturmuş bir şekilde genç kızı bulduğunda ise yalnızdı. 


“Güneş! Senin burada ne işin var?” Genç kız hızla yanağında ki yaşları silmeye çalışmış ama Doğu bunu fark ederek seri bir şekilde yanına oturmuştu. “Sen neden ağlıyorsun? Yoksa sana kötü bir şey yapmaya mı çalıştı?” öfkeyle yerinden kalkarken genç kız kolunu tutarak “Bana kötü bir şey yapmadı. Onu saatler önce gönderdim!” genç adam anlamadığını belirten bir ifade ile “Onu gönderdin mi? Yani bunca zaman burada yalnız mı kaldın?” Güneş başını sallayarak genç adama ıslak gözlerini çevirmişti. Ok ok olmuş kirpiklerinin altından sanki Doğu’yu hedef almış gibi bakıyordu. Bakışların altında ezilen genç adam yutkunmadan edememişti. “Bir sorun mu var Güneş?” tekrar genç kızın yanına oturarak ellerini avucunun içine almıştı. Güneş cesaret toplayarak Doğu’nun gözlerine dikmişti bakışlarını. Oradaki ifade Doğu’nun nefesinin kesilmesine neden olsa da sakin kalmayı başarabilmişti.

“Sorun var! Hem de büyük bir sorun.” Doğu tek kaşını kaldırarak Güneş’in devam etmesini beklemişti. Derin bir nefes alan genç kız “Neden beni sevmiyorsun?” damdan düşer gibi sorulan bu soru karşısında genç adam afallamıştı. “Sen… bu da nereden çıktı? Seni sevmediğimi nereden çıkardın?” genç kız burnunu çekerek acı çekercesine gülümsemişti. 

“Evet! Beni seviyorsun ama benim seni sevdiğim gibi değil! Beni sevseydin başka bir adama göndermezdin! Beni benim seni sevdiğim gibi sevseydin bu gece benim yanımda olurdun!” Doğu şaşkındı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Güneş’in neden bahsettiğini bile tam olarak anladığından emin değildi. “Sen neden bahsediyorsun Güneş?” Genç kız acı bir şekilde gülümseyerek genç adamın elini kalbinin üzerine koyduğunda ise Doğu tam anlamıyla nefessiz kalmıştı. 


“Üzgünüm! Sana aşık oldum! Sen beni küçük bir kız gibi de görsen ben on yedi yaşına gireceğim. Evet benden büyüksün ama bu kalbe söz geçirmeye yetmiyor. Seni seviyorum! Sen beni sevmesen de seni her zaman seveceğim! Sadece bunu bilmen gerektiğini düşünüyorum. Beni küçük bir kız çocuğu görmekten vazgeçmeni istiyorum. Beni sevmeye çalışamaz mısın?” 

Genç adam şok olmuştu. Konuşamıyordu. Kulaklarında sadece ‘Üzgünüm! Sana aşık oldum’ sözleri dolanıyordu. Hızla yerinden doğrularak “Saçmalama! Sen daha aşkın ne olduğunu bilecek yaşta değilsin. Bu konuşmayı yapmadık. Sen beni sevmiyorsun!” Genç kız alay eder gibi gülümseyerek yerinden kalkmıştı. Eliyle kendisini göstererek “Sence bu elbiseyi arkadaşın için mi giydim? Bana iyi bak Doğu! Ben artık küçük bir kız çocuğu değilim. İçimde hissettiklerimi benden daha iyi bilmene imkan yok. Kabul etmeyeceğini bile bile sadece artık bilmeni istedim. Sürekli bana küçük kız kardeşinmişim gibi davranıyorsun! Biliyor musun ben senden daha cesurum. En azından aşık olduğumu kabul ediyorum ama sen beni reddetmeye bile cesaret edemiyorsun!” Güneş genç adamı allak bullak olmuş bir şekilde ardında bırakarak hızla oradan ayrılmıştı. Duyduklarına inanamıyordu. Genç kızın kaybolan görüntüsünün ardından bir süre daha bakarak bankın üzerine yeniden oturmuştu. Başında müthiş bir ağrı vardı. Gözlerini kapatarak az önce olanları düşünmeye başlamıştı. Güneş ona aşkını itiraf etmişti. Onun ise hissettiği sadece korkuydu. 


Genç adam geçmişten çıkarak karşısında ki Kemal’e bakmaya başlamıştı. Az önce kendisine evlenmeyi öneren genç kız aklına geldiğinde yine içine bir korku yerleşmişti. Neden korktuğunu dahi bilmezken yıllar önce yaptığı hatayı tekrar yapmayacağını biliyordu. Güneş’in itirafından sonra Esra ile tanışmış ve hemen evlenmişti. Bu onun hayatının en büyük hatasıydı. Gözü Esra’dan başka bir şey görmezken büyükbabasının uyarılarını dikkate almamıştı. Evden karısı ile birlikte ayrılırken karısının gerçek yüzünü çok sonradan fark etmişti. İş için şehir dışına çıkmak zorunda kalmış ama beklenilenden erken gelerek karısına sürpriz yapmak istemişti. Odasından içeriye girdiğinde ise karısını başka bir adamla yakalayarak asıl sürpriz genç adama olmuştu. O an karısını öldürmediyse karnında ki bebek yüzünden yapmıştı. Bebek doğana kadar Esra’yı ev hapsine tutmuş ve bebek doğup dna testiyle kendisinden olduğunu kanıtladıktan sonra bebeği alarak karısını boşamıştı. Zaten Esra’da bebeği istemediği için para karşılığı tüm annelik haklarından vazgeçmişti. Derin düşüncelerden yeniden Kemal’in seslenmesiyle çıkmıştı. “Bir şey mi dedin Kemal?” genç adam patronunun sürekli dalıp gitmesi karşısında duraksamıştı. 



“Kabul edecek misiniz?” Doğu ona cevap vermeden çalışma odasından çıkarak genç kızın odasına doğru ilerlemişti. Kapı ağzına geldiğinde ise Güneş’in odada kendi kendisine konuştuğunu fark edince kısa bir duraksama yaşamıştı. Genç kızın ne söylendiğini anlayamasa da kapısını tıklatarak içeri davet edilmeyi beklemişti. Güneş kapıyı açtığında karşısında genç adamı görünce kapıyı açık bırakarak odanın ortasına doğru ilerledi.
“Çok çabuk karar verdin?” Doğu onun kendisinden emin davranışları karşısında hayran kalmaktan kendisi alamıyordu. Karşısında ki genç kız eskisi kadar cesurdu. “Bunu neden yapıyorsun?” Güneş başını kaldırarak genç adamın gözlerine bakmıştı. Hafif gülümseyerek “Neden mi?” kısa bir an duraksayarak elini yatağına doğru sallamıştı. Doğu başını yatak tarafına çevirdiğinde Işık’ın orada uyuduğunu görünce bakışları hızla genç kıza dönmüştü. 

“Gördüğün gibi bunu sadece orada uyuyan çocuk için yapıyorum. Yaşına göre cesur davranmaya çalışan ama sevgiye aç olan bir çocuk için yapıyorum. Üzerine pay çıkarmamanı istiyorum! Yüzünden belli oluyor. Eğer geçmişi düşünüyorsan senin de o zamanlar dediğin gibi! Küçük bir kızdım ve aşkı bilmiyordum. O hisler yok oldu!” Doğu son duyduklarından hoşlanmamıştı. Bu durum neden onu rahatsız etti bilmiyordu ama duyduklarından hoşlanmamıştı. Sonrasında ise Güneş’in “Evleneceksek mahkeme gününe kadar bunun gizli tutulmasını istiyorum. Sadece Kemal ve bir iki kişi bilecek. Bu evden kimsenin bilmesini istemiyorum!” Doğu onun bu anlamsız sözlerini anlayamasa da Güneş’in aklında sadece birkaç saat önce karşılaştığı kadının sözleri dönüp duruyordu. 


“Evli olmadığına eminim! Hala beni düşündüğüne de. Çocuğu almak kolay olacak!” 


***********

Arkadaşlar yorumlarınızı bekliyorum. Hikaye daha da renklenecek. Ayrıca gün geçtikçe beğeni sayıları da artmış durumda bu mutluluk verici. Okuduysanız beğeni tuşuna basmayı unutmayın. Beğenmediyseniz de yorumunuzu yapın..:)


16. BÖLÜM <<<<<<< ——–>>>>>>> 18. BÖLÜM

3670cookie-checkÜSAO 17. Bölüm

2 yorum

  1. Çok güzel.bir bölümdü sevgili yazarcığım okurken hiç sıkmayan bir kalemin var ve ben hergun bildirim gelsin diye dört gözle bekliyorum güneş hala sevdiğimi ilerde söyler umarım doğu da artık aşkını kabul etsin ya

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir