“Burada neler oluyor böyle?” Doğu şaşkın bir şekilde karşısında kucağında bebekle kendisine bakan karısına bakıyordu. Güneş ne yapacağını şaşırmış bir şekilde kucağında ağlamaktan helak olan bebeği susturmaya çalışırken bir yandan da kocasından gözlerini kaçırmaya devam ediyordu. Kapıdan gelen başka bir sesle heyecanla yeniden kapıya dönen genç kız Kemal’in yanında bir kadınla geldiğini görünce derin bir rahatlama hissetmişti.“Ah, çok şükür, lütfen gelin!” Kemal karşısında patronunun görünce onun keskin bakışları karşısında gözlerini kaçırmadan edememişti.“Hemen çalışma odasına!” Doğu’nun sert çıkan sesi ikilinin yerinden sıçramasına neden olmuştu. Güneş kucağında ki bebeği kadının kollarına bırakarak heyecanla “Lütfen karnını doyurun.” kadın bebekle kendisine gösterilen odaya geçerken Güneş adımlarını çalışma odasına doğru yönlendirmişti. Tedirgin bir şekilde odanın kapısından içeriye girerken Doğu’nun bağırmasını duydu.“Böyle bir şeye nasıl izin verirsin? Beni araman gerekirdi.” Kemal mahcup bir şekilde başını eğerken Doğu’nun bakışları Güneş’in dolmuş gözleri ile karşılaşmıştı.“Sen çık Kemal.” genç adam odadan çıkarken Güneş hala kendisine öfkeli bakan kocasına ne söyleyeceğini düşünüyordu. Sonunda dayanamayarak birkaç hızlı adımda kocasına ulaşarak kollarını boynuna dolamıştı. Hıçkırıklarını tutamayıp ağlamaya başlayan genç kız kocasının varlığını iliklerine kadar hissetmeye çalışıyordu.“Buradasın! Seni çok özledim.” Doğu beklenmedik bu hareket karşısında afallamıştı. Boynuna dolanan kollara kısa bir duraksamanın ardından karşılık veren genç adam kollarını karısının bedenine dolamıştı. Güneş bir yandan ağlıyor diğer yandan konuşmasına devam ediyordu. “Çok korkunçtu. Onu öylece kollarıma bıraktılar ben.. ben ne yapacağımı bilemedim Doğu. Ben…” Hıçkırıkları konuşmasını keserken Doğu daha fazla dayanamayarak karısını sakinleştirmeye çalışıyordu.“Tamam, geçti hayatım. Ağlama artık!”“Ben… Ben ne yapacağım? O daha küçücük… Açlıktan ölecek sandım. Mama da yemiyor.” Doğu karısıyla konuştuğu konuya inanamıyordu. Esra’nın yaptığına inanamıyordu. ‘Onu bulunca kesinlikle öldüreceğim!’ diye söylenirken Güneş’in ağlaması daha da şiddetlenmişti.“O da benim gibi Doğu, doğar doğmaz öksüz kaldı!” Doğu duyduğu sözler ile kaskatı kesilmişti. Kemal’in konuşmasına fırsat vermemişti. Sadece bebeğin Esra’nın olduğunu duyunca bağırmaya başladığını hatırlayınca kendisine içten içe saydırmaya başlamıştı. Yavaş bir şekilde geri çekilerek karısının yüzünü ellerinin arasına alıp gözlerini kendi gözlerine sabitlemişti.“Hadi şunu doğru düzgün anlat bana!” Sakinleşmeye çalışıyordu. Islak gözlerle arada iç geçirerek kendisine bakan karısına kıyamayarak yeniden kollarının arasına almıştı. “Hadi gel şöyle oturalım, şimdi sakinleş biraz.” İkili odada ki ikili koltuğa oturarak kısa bir süre sessiz kalmıştı. Doğu içli bir şekilde nefes alan karısının sırtını sıvazlayarak onu sakinleştirmeye çalışıyordu. Başını göğsüne yaslayan genç kızın saçlarına dudaklarını kondururken “Her şey düzelecek!” diye onu teskin ediyordu. Sonunda genç kız başını yasladığı sıcak göğüsten kaldırarak “Geldiğine hala inanamıyorum, seni çok özlemiştim.” Doğu hafif gülümseyerek karısının yüzünü ellerinin arasına almış ve alnını genç kızın alnına dayayarak “Ben seninle ne yapacağım karıcım. Bir ömür hayatım hep böyle geçecek anlaşılan. Senin hakkında endişelenerek…” Güneş mahcup bir şekilde kocasına bakarken “Onu kabul etmek istemezsen seni anlarım ama Kader çok güzel bir bebek. Onu yetimhaneye veremezdim. Üstelik Esra tüm yasal haklarını bana bırakmışken.”“Güneş eve getirdiğin kedi yavrusu değil, bir bebek. Babası karşına çıkıp onu almak isteyince ne yapacaksın?”“Babasını bulamadım ki?” dediğinde Doğu kaşlarını çatmıştı. “Ne olur onu biz büyütelim, hem onu sende seveceksin.”“Buna emin olamayız Güneş. Kimse başkasının çocuğunu kolay kabullenip sevemez.” Doğu’nun sözlerine kaşlarını çatan genç kız yüzünü asarak “Işık’a olan sevgimden şüphe mi ediyorsun?” dediğinde Doğu kırdığı potu anlayarak acele ile cevap vermişti. “Onu söylemek istemedim. Kadın ve erkek farklıdır hayatım. Sizler Allah tarafından annelik içgüdüsü ile doğuyorsunuz ama bizler babalığı sonradan öğreniyoruz. Babasını bulmak zorunayız. O adi herifi öldüreceğim.”“Doğu bilmen gereken bir şey var…” Güneş konuşmasına devam edecekti ki kapının tıklatılmasıyla susmak zorunda kalmıştı. Çalışma odasının kapısında kucağında bebek ile beliren sütanne bakışların odak noktası olmuştu. Güneş oturduğu yerden kalkarak kadının kucağında ki bebeği alıp kadını gönderirken kendisini dikkatle izleyen bakışları altında kocasına yaklaşmıştı. Bebeği kocasına gösterirken onun fark etmesini istemişti.“Bebek Esra’nın kocasından değil, babasının kim olduğunu bilmiyoruz!” dediğinde Doğu ağzının içinden bir küfür savurarak öfkeyle yerinden kalkmıştı.“Sakin ol biraz, bebeği korkutacaksın.”“Bunu nasıl yapar, nasıl başkasının çocuğunu taşırken evlenebilir?” Güneş başını sallayarak bakışlarını bebeğe odaklamıştı.“Bilerek hamile kalmış, rahmindeki tümörün bebekle birlikte rahminden alınabileceğini söylemişti doktorlar. Hamile kalırsa bebeğin baskısıyla tümörün büyümeyeceğini ümit ediyorlardı.” Doğu karısının bebeğe olan şefkatli bakışlarını görünce içi acımıştı. Bu sahneyi uzun zamandır görmeyi diliyordu ama kucağında başka birinin çocuğunu değildi, kendi çocukları olmalıydı. Derin bir iç çekerek karısının yanına gitmiş ve alnına dudaklarını bastırarak “Benim az işim var, en kısa sürede dönerim. Ayrıca çok yorgun görünüyorsun, bebeği kadına ver ve biraz dinlen.” Güneş başını sallayarak onu onaylarken kocasının kapıdan çıkışını özlemle izlemişti. Kocası gelmişti, uzun kalamayacağını biliyordu ama kısa da olsa onun yanında olması genç kızı mutlu etmişti.“Merak etme bebeğim, senin için en iyi olanı yerine getireceğiz. Hem yakışıklı bir abin var ve o sana bayılacak.”Doğu odadan çıkar çıkmaz Kemal’İ çağırmış ve evden ayrılmıştı. Öfkeliydi. Karısının merhametinin sınırını merak ediyordu ve onun için endişeleniyordu. Bebeğin babası çıkıp gelirse en çok Güneş yaralanacaktı. Daha şimdiden o bebeğe bağlanmaya başlamıştı. Genç adam buna izin veremeyeceğinin farkında olarak Kemal’e bakışlarını dikmişti.“Esra’nın kocasına gidiyoruz, karısının kimden hamile kaldığını bilir herhalde?” İkili yollarına devam ederken genç kız yatağına uzanmış dinlenmeye başlamıştı. Ev sessizleşmişti. Günlerin uykusuzluğu ile gözlerini kapar kapamaz uykuya dalan genç kız birkaç saat sonra kapısının tıklatılmasıyla gözlerini aralamıştı. Aklına ilk gelen şey ise bebek olmuştu. hızla yerinde doğrulurken hemen odanın kapısını açmıştı. Karşısında bebekle birlikte kadını görünce derin bir nefes almıştı.“Güneş hanım kapıda sizinle konuşmak isteyen biri var!”Güneş kucağında bebekle aşağıya inerek gelen kişinin kim olduğunu öğrenmek istemişti. Salona girdiğine ise karşısında tanımadığı bir çift görünce duraksamıştı. Güneş’in gözleri kadından çok adama kilitlenmişti. Altın sarısı saçları ve delici kahve rengi bakışları ile Güneş’in kucağında ki bebeğe bakıyordu. Genç kız o an anlamıştı adamın kim olduğunu. Nefesi boğazında düğümlenirken güçlükle konuşabilmişti.“Sizin için ne yapabilirim?”“Güneş hanım… Ben… Ben…”“Kim olduğunuzu anlayabiliyorum, bunu anlamamak için aptal olmak lazım.” Adam şaşkın bir şekilde genç kıza bakarken adamın yanında ki kadın hıçkırarak elini dudaklarına bastırmıştı.“Tıpkı sana benziyor!” Güneş kadının sözleri ile bir adım geri gitmişti. “Güneş hanım, sizi bulmak kolay olmadı. Ben ve eşim sizde ve bana ait olanı almaya geldik.” Güneş gözleri büyüyerek adama bakarken pişkin bir şekilde konuşması karşısında kahkaha atmadan edememişti. “Size ait olan mı? Saçmalamayın bayım, bu bebek üzerinde ki tüm haklar bana ait. Ne oldu, baba olduğunuzu mu hatırladınız. Annesi ölürken neredeydiniz? Birde yanınızda başka kadınla bebeği almak istediğinizi söylüyorsunuz.”“Sizi anlıyorum ama Esra’yı bulmak kolay olmadı. Onu bulduğumda ise öldüğünü öğrendim. Bebeğin size verildiğini öğrenmekte kolay olmadı.”“Lütfen bebeği bize verin, o bebek bizim son şansımız.” Güneş anlamaz gözlerle karşısında ki kadına bakarken kadın yeniden ağlamaya başlamıştı. Adam karısını teselli ederken konuşmasına devam ediyordu.“Bizim bebeğimiz olmuyor, evlat edinecektik ama…”“Kocamın kanından olan bir bebeği istiyordum, başkasının bebeğini büyütmektense kocamdan olan bebeği büyütmek istiyorum…”“Sizi aldatan ve başkasından çocuk yapan kocanızın mı?”“Anlamıyorsunuz, karımın çocuğu olmuyor. Benim için soru değil ama o bunu sorun haline getirerek boşanmak istiyordu. Şimdi ise yeniden bir arada olabilmemiz için o bebeğe ihtiyacımız var. Kanımdan olanı karımla büyütmeye karar verdik. Esra ölmeseydi bile onu alacaktım.”Güneş ne düşüneceğini bilmiyordu. Arkasından gelen “Bebeği onlara ver hayatım!” sözleri ile kaskatı kesilmişti. Doğu bebeğin babasını aramış ama bulamamıştı. Eve geldiğinde ise karısının tartıştığı çiftin çaresizliğine tanık olmuştu. “Ne malum bebeğin babasının bu adam olduğu?”“Bunu öğrenmek kolay canım, DNA testi yaptırırız.” Kadın araya girerek heyecanla “Evet, test yaptırırız yeter ki bebeği bize verin.” Güneş gözleri yaşlı bir şekilde bebeğe bakarken Doğu karısının yanına gelerek kolunu beline sarmıştı.“Testi en yakın zamanda yapınız, bebeğin babasıysanız elimizden bir şey gelmez.” Adam heyecanla ileri atılarak Doğu’nun elini sıkmıştı. Genç adam karşısında heyecanlanan adamı incelemeye başlamıştı.“Bebeğe bakabilecek durumunuz var mı?” Doğu adamın kolunda ki rolex saate bakarak sorusunun saçmalığını anlayabiliyordu.“Hiç şüpheniz olmasın, kızıma iyi bakabilecek kadar durumum iyi. Ayrıca onun hiç bir şeyinin eksik olmayacağına emin olabilirsiniz.” Doğu başını sallayarak adamı onaylarken kadın bebeği tutmak istediğini söyleyerek yalvaran gözlerle genç kıza bakmıştı. Güneş kollarında ki bebeği kadının kollarına bırakmakta tereddüt yaşasa da kadının bebeğe bakışlarını görünce içinin rahatladığını hissetmişti. En azından kadının bebeği seveceği kesindi.“Sizden bir teminat istiyorum!” Güneş’in sözleri odada bulunanları şaşırtmıştı.“Bebeği görmemize izin vereceksiniz. Oğlum… Yani abisi kardeşini tanıyarak büyüyecek.”Adam hafif gülümseyerek başını sallarken “Buna çok memnun oluruz. Başka bir kardeşi olmayacağına göre abisini tanımasını biz de çok isteriz.” Güneş yanağından aşağıya akan bir damla yaşa engel olamamıştı. Doğu karısına sarılarak “Bu gece birlikte uyuyalım mı?” diye sorduğunda Güneş hıçkırarak kollarını kocasına dolamıştı.
52. BÖLÜM <<<<<<——–>>>>>> 54. BÖLÜM
Çok güzel bir bölüm son 2 olmasına üzülüyorum ama çok uzayınca da hikaye bozulsun istemiyorum harikaydi
Teşekkür ederim. Bakalım özel bölüm yazacağım inşallah sadece sitede yayınlayacağım.
[…] ÜSAO 53. Bölüm […]