İntikam 2. Bölüm

Keyifli okumalar.

*****

Ağır adımlarla hastane koridorunda volta atan aile kapalı kapılar ardından gelecek olan iyi bir haber bekliyordu. Duvarın dibine çökmüş bir şekilde oturan genç adam ise şahin bakışlarıyla kızın ailesinin davranışlarını izlemeye başlamıştı. Hüzün’ün olanlardan sonra sinir krizi geçirmesi üzere onu hastaneye kaldırmışlardı. Erem kendi ailesinin genç kızın ailesinden daha endişeli olduğunu fark edince gözleri kısılmıştı. Onların her hareketi gözlerine batar olmuştu. Annesi koridordaki bekleme koltuklarından birinde oturmuş sessizce gözyaşı döküyordu. Yengesi olacak kadın ise öylece kocasının yanında oturmuş, hasta ziyaretine gelmiş gibi gayet sakindi.

Zeynep Hanım oğlunun öfkeli bakışlarının hedefini görünce yutkunarak ayağa kalkmıştı. İlk kez Erem’i bu kadar öfkeli bir şekilde görüyordu. Oğlu gözlerinde ateş her an amcalarına saldıracakmış gibi duruyordu. Ağır adımlarla köşe dibinde oturan oğlunun önüne geçerek yanına diz çöktü. Erem annesinin araya girmesi ile odak noktasından koparak bakışlarını önüne diz çöken kadına çevirdi.

“Ne oluyor oğlum, neden bu kadar öfkelisin?”

“Sence de çok sakin değiller mi anne?”

“Onları boş ver sen, hadi dışarı çıkıp biraz hava alalım.”

“Olmaz, Hüzün’ü burada tek başına bırakamayız.”

“Oğlum onlar ailesi, ne olabilir ki?”

“Bilmiyorum anne ama onlara güvenmiyorum. Şu haline bak, sen bile yengemden daha çok üzüldün. Ağlamaktan gözlerin şişti ama o kadın tek damla düşürmedi.”

“Öyle söyleme Erem, hadi çıkalım buradan.”

“Olmaz dedim anne.” genç adam etrafına bakınarak görmek istediği kişiyi göremeyince endişeyle annesine döndü.

“Babam nerede anne?” Zeynep Hanım oğlunun endişesi karşısında şaşkındı. Bu gün olanları düşündükçe onun endişesine hak verse de sakin kalıp çocuklarını korumalıydı.

“Babanın bir işi çıktı, onu halledip gelecek. Sen sakin ol ve dışarı çıkalım.” Erem başını iki yana sallayarak gözlerini yeniden Hüzün’ün anne babasına dikti. Onlarda garip bir sakinlik vardı ve bu durum daha çok korkmasına neden oluyordu. Paranoyak olmaya başlamıştı. Yerinden doğrularak bilgi alabilmek için doktorun odasına doğru ilerlemeye başladı. Artık bir şeyler söylemesi gerekiyordu. Annesinin itirazlarına aldırmadan koridorda ilerlemeye başlamıştı. Etrafında olan bitenlerle ilgilenmeyerek doktorun odasının kapısına geldiğinde duraksadı. Kapıyı tıklatarak içeriden ses gelmesini bekledi.

Bekledi… Bekledi… Artık sessizliğe dayanamayan Erem kapıyı açarak hızla içeri girdiğinde masanın başında bilgisayarına odaklanmış adama ters bir şekilde bakıyordu. Üzerinde ki önlükten onun doktor olduğunu anlamıştı.

“Odama bu şekilde girmek için ne gibi bir mazeret uyduracaksın genç adam?”

“Kapıyı tıklattım ama cevap alamadım. Hastanız olan kuzenim hakkında bilgi almak istiyorum.”

“Gerekli bilgi ailesine verildi.”

“Hangi ailesi, kızları için tek damla dökmeyen annesi mi yoksa umursamaz bir tavır takınan babası mı? Hastanız Hüzün hakkında bilgi almak istiyorum. Yoksa bu hastaneyi başınıza yıkarım. Bunu yapmaktan geri durmam.”

“Bak delikanlı, seni hastaneden attırmadan dışarı çık.”

“Doktor Bey, bir söz vardır bilir misiniz bilmem. Sinek küçüktür ama mide bulandırır. Burası özel bir hastane ve tek bir skandalda yerle bir olur. Hastalarınızı kaybedersiniz. Emin ol benim çıkaracağım skandal o kadar küçük olmaz.” Adam gözleri büyüyerek karşısında ciddi bir ifade duran Erem’e bakmıştı. Adam bir eli boynunda ki kravatı gevşetirken Erem gülümseyerek bekledi.

“Beni anladığınızı var sayıyorum. Şimdi bana Hüzün’ün nesi olduğunu söyleyin? Ciddi bir sorun olmasaydı odasına girmemize izin verirdiniz.”

“Küçük Hanım ciddi bir sinir krizi geçirdi. Tam olarak bu gün ne yaşadığını bilmiyorum ama olanlar onun hafızasında korktuğu bir anıyı canlandırmış olmalı. Korkusu gün yüzüne çıkmış.”

“Korkusu mu?” Erem şaşkındı. Doktorun sözleri genç adamı gafil avlamıştı.

“Bugün silahlı saldırıya uğradık, kimseye bir şey olmamasına rağmen Hüzün çok korktu.”

“Korkması geçmişte yaşamış olduğu bir anıyı tetiklemiş olmalı. Henüz uyanmadı, bir psikiyatra görünmesinde fayda var.” Erem başını sallarken aklı karışmış bir şekilde doktorun odasından çıkmıştı. Ağır adımlarla genç kızın odasının kapısına geldiğinde koridorda annesinden başka kimse yoktu. Zeynep Hanım oğlunu görünce ayaklanarak ona yaklaştı.

“Oğlum, nereye gittin?”

“Herkes nerede anne, Hüzün’e bir şey mi oldu?” Kadın başını iki yana sallarken güçlükle yutkundu. Oğlu birkaç gündür garip davranıyordu ve bu durum kadının endişesini daha da artırmıştı.

“Yok oğlum, kantine indiler. Gelirler birazdan.” Erem annesinin sözlerine başını sallayarak karşılık vermişti. Odanın kapısına giderek bir süre duraksamıştı. Onu neyin bu kadar korkuttuğunu elbet bir gün öğrenecekti. Usulca kapıyı açıp loş olan odaya girdi. Onu takip eden Zeynep Hanım da sessiz hareket ediyordu. Gözleri kapalı olan kızın yüzünün beyazlığı üzerinde ki beyaz örtüyle yarışır beyazlıktaydı.

“Ah kuzum nasılda korkmuş.” Zeynep Hanım yatağa yaklaşarak genç kızın elini tutarak öpmüştü. Bir eli saçına giderek bir anne edası ile saçlarını okşarken gözleri oğluna takılmıştı. Erem tepki vermeden öylece genç kıza bakıyordu.

“Erem, oğlum neden öyle bakıyorsun?”

“Daha önce silahlı saldırı olmuş muydu anne? Ben hatırlamıyorum, küçükken öyle bir şey yaşamış mıydık?”

“Benim bildiğim olmadı, neden soruyorsun Erem?”

“Doktor bu gün yaşananların geçmişini tetiklediğini söyledi. Sen biliyorsan söyle, daha önce böyle bir olay oldu mu?”

“Hatırlamıyorum evladım, bunu bana değil amcanla yengene sormalısın.” Erem annesinin sözlerine sessiz kalarak bir şey söylememişti. Onlara soramazdı. Onlara sorduğunda ortalık yine karışabilirdi. Gözleri Hüzün’ün üzerinde odada ki koltuğa oturan genç adam derin düşüncelere dalmıştı. Ona göre hiçbir şey tesadüf olamazdı. Babası geldiğinde onunla uzun bir konuşma yapmak zorundaydı. Derin iç çekerek başını geriye yaslayıp gözlerini kapattı. Ne kadar süre o şekilde durduğunu bilmeyen Erem odanın kapısının açılması ile gözlerini aralayarak gelen kişiye baktı. Babası tedirgin adımlarla odaya giriyordu. Erem onu görünce hızla ayağa kalkarak babasının yanına gitti.

“Nereye gittin baba?”

“Sonra konuşalım oğlum, Hüzün nasıl oldu.”

“Henüz uyanmadı, uyanmasını bekliyoruz. Baba daha önce böyle bir olay yaşandı mı? Doktor onun travma yaşadığını söyledi.” Ahmet Bey yataktaki kıza bakarak başını iki yana salladı. İkili bir süre sonra odadan çıkarak konuşmak için sakin bir yere geçmişlerdi. Erem babasının söze başlamasını bekliyordu. Ahmet Bey oğlunun koluna girerek onu hastanenin dışında ki banklardan birine oturttu. Erem zeki bir delikanlı olsa da yaşı gereği sabırsızdı.

“Eee baba, seni dinliyorum.”

“Sesini biraz alçalt Erem,” adam etrafına bakınırken Erem de onu gibi davranmaya başlamıştı.

“Orhan amcanla konuştum. Gerekli evrakları ona gönderdim. Kısa sürede eline geçecektir.”

“Ne evrakı baba?” Erem babasının gizli saklı iş çevirmesinden hoşlanmamıştı. Bir şeyler oluyordu ve genç adam bu konu hakkında bir çıkmazda hissediyordu.

“Bunu sonra öğrenirsin. Evin etrafında dolanan adamlar yakalanmış. Sözde aile anlaşmazlığı için silahlar çekilmiş.”

“Olayın üzerini kapatıyorlar yani.”

“Öyle görünüyor. Ama bu işin kapanmadığı aşikar.” Baba oğul bir süre konuştuktan sonra hastaneye girerek genç kızın odasına doğru ilerlerdi. Koridorda amcasını gören Erem ona ters bir şekilde bakarken odanın kapısından girmeden önce durdurulmuştu.

“İçerisi müsait değil, Hüzün uyandı hazırlanıyor.”

“Hazırlanıyor mu? Neden, daha kendisine tam olarak gelmedi.”

“Doktoruna sorduk, çıkarabileceğimizi söylediler.” Adamın katı sesi Erem’in yumruklarını sıkmasına neden olmuştu. Ahmet Bey oğlunun kolunu tutarken odanın kapısının açılması ile bitkin olan Hüzün annesinin kolunda kapıda belirmişti. Genç kızın gözlerinde ki donukluk Erem’in ürpermesine neden olurken yengesi daha hızlı yürümesi için kızı çekiştirince Erem araya girerek genç kızın kolunu annesinden kurtarmıştı.

“Ben onunla ilgilenirim yenge, sen az çekil.” Kadın kızgın bir şekilde Erem’e bakarken Erem ona aldırış etmeyerek Hüzün’ün önünde durmuştu.

“İyi misin? Kendini iyi hissetmiyorsan doktora söyleriz…”genç adamı sözlerine iyice kızan amcası araya girerek konuşmuştu.

“Doktor çıkabileceğini söyledi.”

“Sende izin verdin amca. Şu kızın halini görmüyor musunuz?” Erem kolunda hissettiği baskı ile bakışlarını Hüzün’e çevirmişti. Başını iki yana sallayan genç kız fısıltı gibi çıkan sesi ile “Ben iyiyim,” dedi. Erem ona inanmasa da kızın bakışlarında ki bir şey onu durdurmuştu. Kimseye aldırmayarak kızı kucağına alıp hastanenin çıkışına doğru ilerledi. Onun ardından aile üyeleri de çıkışa yönelmişti. Hiç istememesine rağmen genç kızı amcası ile evine göndermek zorunda kalmıştı. Uzaklaşan arabanın ardından bakarken içinde bir sıkıntı oluşmuştu.

“Anne, sence de garip davranmıyorlar mı?”

“Onların kızı, bize karışmak düşmez Erem, sakin ol biraz.” Erem babasına dönerek “Anneme meseleyi anlatmamız gerekiyor baba. Bu durum saklanacak bir durum değil,” dediğinde Ahmet Bey başını sallayarak oğluna hak vermişti.

“Neler oluyor Ahmet, Erem neden bahsediyor?”

“Hadi gidelim, evde konuşuruz bu durumu.” Zeynep Hanım kocasına başını sallayarak arabaya geçmişti. Evin yolunu tutan grup arabada sessizliğini korurken Erem dalgın bir şekilde Hüzün’ü düşünmeye başlamıştı. Yarım saat sonra eve ulaşan aile kapıda kendilerine doğru koşan küçük kızı görünce duraksamıştı. Kızının yüzündeki gülümseme o kadar masumdu ki Ahmet Bey onun bu gülümsemesinin silinmemesi için her şeyi yapmaya hazırdı.

“Abicim!” küçük kız koşarak Erem’e sarılırken anne babası bu durum karşısında hüzünle gülümsemişti. Kızları abisine oldukça düşkündü.

“Nasılsın cimcime?” Erem kardeşine sarılırken anne ve babasına kısa bir bakış atmıştı.

“Geri gelmiyceksin sandım, yine gittin sandım.”

“Artık gitmeyeceğim küçüğüm. Hadi sen odana gidip oyna, bende sonra yanına geleceğim.” Küçük kız koşarak eve girerken Ahmet Bey etrafına bakınarak bahçedeki masaya geçmelerini söyledi.

“Anlatmayacak mısın Ahmet?”

“Tehdit ediliyorum.” Adam lafı dolandırmadan konuya giriş yapmıştı.

“Tehdit mi? Seni kim tehdit eder ki? Neden etsin?”

“Şu araziyi satmamızı istemeyen birileri var. Aileden olduğunu düşünüyorum. Çünkü tehdit edenler araziyi almak için teklif sunmadı. Sadece satılmasına karşılar.” Zeynep Hanım duydukları ile hızla oturduğu sandalyeden kalkmıştı. Bir eli başında ileri geri yürürken korkusu gözlerine taşmıştı. Ahmet Bey onun neden bu şekilde davrandığını anlayamamıştı.

“Zeynep, bu kadar korkmana gerek yok, polis arkadaşım işin peşinde.”

“Polis mi? Polisin bir şey yapacağını sanmıyorum. Yine aynı şey oluyor.”

“Sen neden bahsediyorsun?” Ahmet Bey karısının sözleri karşısında kaşlarını çatmıştı.

“O arazi lanetli gibi, daha kaç kişinin canını alacak?”

“Zeynep?” Ahmet Bey karısının sözlerinden bir şey anlamadığı için onu uyarır gibi adını söylemişti.

“Sakin ol ve bana her şeyi anlat. Sen neden bahsediyorsun?”

“Yıllar önce babam o araziyi satmak istediğinde tehdit edilmişti. Onlara ciddiye almadı. Sonra…” Zeynep Hanım eskiyi hatırladıkça dehşete düşüyordu. Babasının nasıl öldüğünü hatırladıkça içindeki acı daha da harlanıyordu. Kadının dolan gözlerine karşılık Ahmet Bey karısını kollarının arasına alıp sıkıca sarılmıştı.

“Tamam, anlatma artık.”

“Ama Ahmet, ya bize de…”

“Sakin ol artık, bize bir şey olmayacak.” Ahmet Bey korkmaya başlamıştı. İlk kez korkuyu iliklerine kadar hissediyordu. Kendisi için değil, ailesi için korkuyordu. Karısını teskin ederken Erem yanlarından ayrılarak kardeşinin odasına gitmişti. Odaya girdiğinde küçük kızın yere oturmuş bebekleri ile oynadığını görünce derin bir iç çekmişti. Abisini gören küçük kız yerinden kalkarak hızla genç adama sarıldı. Onun bu sevgi gösterisi Erem’in içini ısıtırken kendi kendine söz vermişti. Kimse kardeşine dokunmaya cesaret edemeyecekti. Onu herkesten, her şeyden koruyacaktı. Gözlerini kapatarak yüzünü kızın boynuna sokarak kokusunu içine çekti. İçinden bir ses hayatlarının artık eskisi gibi olmayacağını söylüyordu.

“Abin ne pahasına olursa olsun seni koruyacak hayatım. Sakın korkma olur mu?” Sude Erem’in boynuna saha sıkı sarılırken geri çekilerek abisinin alnına alnını yaslamıştı. Önden düşen iki dişi ile sevimli bir şekilde gülerken şakımıştı.

“Abim beni hep koruyacak, beni bırakmayacak!” dedi. Küçük kız bilmişçesine Erem’e bakıp gülümsemesine devam etti. 

****

Yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen! hikaye hakkında düşüncelerinizi bekliyorum!

13070cookie-checkİntikam 2. Bölüm

Bir yorum

  1. Hikaye çok güzel merakla okuyorum Erem neler yapacak acaba çok merak ediyorum emeğine sağlık yazarcığım

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir