İntikam 20. Bölüm

KEYİFLİ OKUMALAR!

>>>>>>>>>>>

Genç adam ağır bir şekilde arkasını döndüğünde gözlerini aralayarak karşısında ki kıza bakmıştı. Uzun kestane saçları yine hatırladığı gibiydi. Yıllar sonra bile gözlerinde ki hüzünlü parıltı aynı duruyordu. Etrafına ürkek ama korunaklı bir liman arayan ifadesi genç adamın içini yakmaya yetmişti. Nefesi boğazına tıkanınca öksürmeye başladı. Erem bir eli boğazında nefesini düzenlemeye çalışırken genç kız hızla onun yanına vararak elini sırtına vurmaya başlamıştı.

“İyi misin?” Genç kızın naif sesi kulaklarına dolarken derin bir nefes almıştı.

“Hüzün!” Erem güçlükle konuştuğunda genç kız burnunun üzerine düşen gözlüğünü geriye itelemişti. Hafif gülümserken Erem dikkatle yüzünü incelemeye başlamıştı. Yüzünde yılların verdiği olgunluğun yanında fazlalık olan gözlükleri olan kız hiç değişmemişti.

“Ev… Evi sen mi aldın?” Hüzün başını sallarken, Erem gözlerini kapatmıştı.

“Nasıl?”

“Bunu sonra konuşalım.” Erem genç kıza bakarken gözlerindeki özlemi görmemek imkânsızdı. İkili eve doğru ilerlerken, arkalarından gelen sesle ikisi de durmuştu.

“Hüzün Hanım?”

“Ali Bey, kusura bakmayın sizi unuttum. Sizde buyurun!” Erem karşısında ki adama şüpheli bakışlar atarken Ali yutkunarak bakışlarını kaçırmıştı.

“Kim bu adam?” Erem’in sert sesi genç kızın dikkatini çekse de bir şey söylememişti.

“Avukatım.”

“Hüzün!”

“İçerde konuşuruz, burası uygun değil Erem.” İkili evin kapısından içeriye girerken Ali de onların peşinden eve girmişti. Hüzün yıllar sonra girdiği eve özlemle bakarken yanağından aşağıya akan yaşa engel olamamıştı.

“Çok özlemişim.” Fısıltı gibi konuşmasını yanında duran genç adam duysa da tepki vermemişti. Genç kız salona geçerek etrafına bakarken Erem peşinden giderek onun davranışlarını incelemeye başlamıştı.

“Bunca yıldır neredeydin?”

“Güvenli bir yerde.”

“Hüzün?”

“Neyse boş ver şimdi beni, sen ne yapıyorsun?”

“Ne yaptığımı gayet iyi biliyorsun. Seni aradığımı biliyordun ama amcamla birlik olup beni aldatmayı başardınız.”

“Beni bırakan sendin Erem, şimdi karşıma geçip bana hesap soramazsın.” Erem ani gelen sözlerle susmak zorunda kalmıştı. O camların ardından bile genç kızın ne kadar öfkeli olduğu belli oluyordu.

“Madem öyle neden şimdi karşıma çıktın? Saklandığın yerde kalsaydın ya…”

“Artık saklanmak istemiyorum. Hem babam yerimi öğrenmişti bundan sonra orada kalamazdım.”

“Anlıyorum…” Erem arkasında ki adamı hatırlayarak bakışlarıyla onu delip geçiyordu.

“Bir avukata ihtiyaç duyduğunu bilmiyordum. Ne işler karıştırıyorsun?” Hüzün Ali’ye işaret ederek salondaki koltuklardan birine oturmasını söylemişti.

“Belgeleri hazırladınız mı?” Ali çantasından çıkardığı dosyadan birkaç belge çıkararak genç kıza uzatmıştı. Erem sessizce ikiliyi izliyordu.

“İmzalamanız yeterli.” Hüzün birkaç saniye belgelere baktıktan sonra kalem isteyerek imzalamıştı. Erem ne olduğunu bilmediği belgeleri genç kızın elinden alarak kızmıştı.

“Ne olduğuna bakmadan hiçbir şeyi imzalamamalısın.”

“Ali benim avukatım, ayrıca uzun zamandır tanıdığım birinin güvendiği biri. Kağıtlara bakmama bile gerek yok.”

“Teşekkür ederim.”

“Hüzün konuşmamız gerek.”

“Önce şu belgeleri imzalaman gerek, sonra konuşuruz.”

“Ben bir şey imzalamayacağım. Sen, hadi evine!!” Erem Ali’nin kolundan tutarak oturduğu yerden kaldırmıştı. Genç adam daha ne olduğunu anlamadan kendisini kapının önüne bulmuştu. Erem kapıyı genç adamın yüzüne kaparken derin bir nefes alarak arkasını döndüğünde kendisine kaşlarını çatmış bir şekilde bakan genç kızı görünce yutkunmadan edememişti. Bir ayağını yere vurarak kollarını bağlayan Hüzün Erem’in birkaç adımda kendisine ulaşıp sıkıca sarılmasının şokunu atlatamadan genç adamın “Seni çok özledim,” sözleri ile neredeyse kalp krizi geçirecekti. Hüzün kolları hapsolmuş bir şekilde öylece dururken Erem kollarını daha da sıkı sarmıştı.

Hüzün başını genç adamın göğsüne yaslarken elinin altına atan kalbin atışını dinlemeye başlamıştı. Bir süre sessiz kalan ikili Erem’in geri çekilmesi ile hafif gülümsemişti. Erem genç kızın elini tutarak onu salonda ki koltuklardan birine oturtarak yanına oturmuştu. İki elini avucunun içine alarak bir ayağını altına alıp genç kıza döndü.

“Anlat, bunca yıl ne yaptın?”

“Anlatacak pek bir şey yok, asıl sen anlat. Nasılsın?”

“Sen benim hakkımda bilgi alıyordun ama ben senin hakkında biç haber alamadım. Anlat hadi. Neredeydin?”

“Yurtta olanları biliyorsun. Orhan amca olmasaydı olacakları düşünmek bile istemiyorum. Beni güvendiği bir ailenin yanına gönderdi.”

“Amcama o kadar sordum, yerini bana söylemediği gibi nerede olduğunu de bilmediğini söyleyip durdu.”

“Öyle olması gerekiyordu.”

“Şimdi ne yapacaksın? Baban burada olduğunu biliyor mu?” Hüzün bakışlarını kaçırarak başını aşağıya eğmişti. Birkaç saat önce yaşadıklarını hala sindirememişti. Ailesi onu hiç düşünmüyordu. Parası olmasaydı Hüzün’ün doğmayacağı da ortadaydı.

“Evet, oradan geliyorum. Hafta başı şirkette çalışmaya başlayacağım.”

“Olmaz!” Erem genç kızın ellerini bırakarak hızla ayağa kalkmıştı. Hüzün onun deli gibi odada dolanmasına anlam veremezken Erem kısa bir duraksamanın ardından genç kıza dönmüştü.

“O şirkette çalışmanı istemiyorum.”

“Orası benim şirketim.”,

“Sen ne söylediğini bilmiyorsun. Yakında o şirketten eser kalmayacak. Baban olacak…” Erem son anda söyleyeceklerini kesmişti. Hüzün’ün bakışları genç adamı durdurmaya yeterken genç kız üzgün bir şekilde ona bakıyordu.

“Devam et lütfen, evet babam olacak…”

“Hüzün bu savaşın dışında kalmanı istiyorum. Baban bir suçlu ve suçunun cezasını çekmek zorunda.”

“Ben çekmesin demiyorum. Şirkette olursam size yardım edebilirim.”

“Sen bu işten uzak duracaksın Hüzün, arada kalmanı istemiyorum.” Hüzün genç adamın öfkesinden çekinse de oturduğu yerden kalkarak Erem’in önünde dikelmişti.

“Sen ne dersen de, bu işe dahil oldum bile. Babam olacak adamın her kuruşunda benim de hakkım var. O şirket olmasaydı şuanda karşında olmazdım.” Erem genç kızın kararlılığı karşısında ne yapacağını şaşırmıştı. Onun zarar görmesini istemiyordu. Ekrem amcasının acıması yoktu ve kızı bile olsa ortadan kaldıracağına emindi.

“Anlamıyorsun, zarar görmeni istemiyorum.”

“Daha ne kadar zarar görebilirim. Ailem beni istemiyor. Anne şefkati gördüğüm tek kişi öz babam yüzünden öldü. Sevdiklerim sürekli zarar görüyor. Neden? Sırf biraz daha para için. Gerekirse o şirketi yakarım yine de seni yalnız bırakmam.”

“Hüzün!”

“Hayır, bu olaya dahil oldum. Sen istesen de istemesen de babamın suçlarını ortaya çıkarmak için elimden geleni yapacağım. Şimdi şu belgeleri imzala ve ev senin olsun!” Erem genç kızın kararından dönmeyeceğini anlamıştı. Başını iki yana sallarken amcasından bu konu hakkında yardım almayı düşünüyordu.

“Hüzün, ben saklamak istesem de olayların ilk şahitlerindensin. Baban, ailemi öldürdü. Ben ölümden döndüm. Yemin ettim Hüzün, ailemin intikamını alacağıma yemin ettim.”

“İyi ya, bende sana yardım edeyim. Ekrem Bey’den alacağın intikam ben olabilirim.” Erem genç kızın sözlerine öfkelenmişti. Omuzlarından tutarak genç kızı sarsmaya başlamıştı.

“Oradan bakınca masum birini intikam için kullanacak birine mi benziyorum. Beni hiç mi tanımadın Hüzün! Bunu nasıl teklif edersin?”

“Ne yapmamı istiyorsun Erem, yıllardır yalnızım ve artık yalnız kalmak istemiyorum. Tamam, ayrıldığımızda başka çaren yoktu, sana yük olacağımı düşünüyor olabilirsin. Ama artık ikimizde büyüdük Erem, bunca yıl bu anı bekledim. Seninle, Sude ile yeniden bir aile olabileceğimiz zamanı bekledim.”

“Benden uzak durmanı istiyorum Hüzün. Ortalık karışacak ve zarar görmeni istemiyorum.”

“İstediğin gerçekten bu mu?” genç kızın bakışlarında ki hayal kırıklığı Erem’in içini acıtmıştı. O bakışlar karşısında yutkunma ihtiyacı hissetmişti. Yanağından akan yaş genç adamın kalbini hedef almıştı. Hüzün gözlüklerini çıkararak gözlerini silerken derin bir iç çekti. Ardına dönerek hiçbir şey söylemeden kapıya yönelmişti. Erem ardından giderken genç kız kapıyı açması ile karşısında kocaman gülümsemesi ile duran kızla yüz yüze gelmişti.

“Ben geldim!” Özge’nin şen sesi kapısı Hüzün’ün açması ile içine kaçmıştı. Erem gözlerini kapatırken Hüzün ağır bir şekilde genç adama dönerek hafif gülümsemişti. O gülümsemede birçok duygu barındırıyordu. En belirgini ise saf acı!

“Anlıyorum!” Hüzün başını iki yana sallayarak yeniden kapıya döndüğünde Özge ilk kez canlı bir şekilde gördüğü Hüzün ile şaşkına dönmüştü. Erem genç kıza yaklaşmak istediğinde Hüzün elini kaldırarak onu durdurmuştu.

“Senin bana ihtiyacın yok.” Etrafına bakınarak en mutlu zamanlarını geçirdiği eve son kez bakmıştı. Gülümsemesi Özge’nin dikkatinden kaçmamıştı. Canı yana yana kapıdan dışarı çıkarken Özge’nin konuşma çabasını görmüş ama onu dinlememek için araya girmişti.

“Umarım her şey istediğin gibi olur. Ev sizindir, artık buraya geleceğimi sanmıyorum. “

“Hüzün!”

“Lütfen, bu yaşıma kadar yalnız idare ettim, bundan sonra da idare ederim. Artık sorumluluk hissetmene gerek yok, yeterince sorumluluğun var. Size mutluluklar dilerim.” Genç kız güçlü durmak için elinden geleni yaparken biran önce oradan uzaklaşmazsa hıçkırıklara boğulacağını biliyordu. Son kez genç adama bakmak istese de dayanamayacağını düşünerek kapıdan çıkmıştı. Hızlı adımlarla bahçeden geçerken Erem donmuş bir şekilde onun arkasından bakıyordu. Ne bir adım ileri atabiliyor ne de ağzını açıp tek kelime konuşabiliyordu. Özge olanlara anlam veremezken az önce arkasını dönüp giden genç kızın ne kadar da acı çektiğini düşünmeden edememişti. Hayatında gördüğü en hüzünlü bakışlara sahipti.

“Onun peşinden gitmeyecek misin?” Erem Özge’nin konuşması ile kendisine gelirken koşarak evden çıkmış ama Hüzün’ü yakalayamamıştı. Erem etrafına bakınırken genç kız sanki ortadan bir anda yok olmuştu.

“Hüzün!” Erem’in seslenmesi boşunaydı. Geldiği gibi giden kızın son bakışı onun en büyük imtihanının nedeni olacaktı. O gözlerde ki acı ve hayal kırıklığını unutmasına imkan yoktu. Erem bu kez onu tamamen kaybettiğini hissediyordu. Hüzün gitmişti ve Erem bunun farkına geç varmıştı.

****

Yorum yapan herkese şimdiden teşekkür ederim.   Ayrıca yeni kitabım Yüreğimin Yangını hakkında bilgileri Instagram hesabımı takip ederek alabilirsiniz. Hesap 👉 mermarid.yy

13840cookie-checkİntikam 20. Bölüm

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir