İntikam 23. Bölüm

Keyifli okumalar. 

****

Erem babasının ofisine girerek gözlerini kapattığında gözünün önüne kardeşi ile şakalaşan babasının görüntüsü gelmişti. Küçük kızın kahkahaları kulaklarında yer edinirken onunla birlikle annesinin babasına olan uyarıları da zihninde beliriyordu.

“Ahmet kızı gülmekten çatlatacaksın, bırak artık yavrumu!”

“Kızımla arama girme Zeynep, sen oğlunla ilgilen!”

Erem kulaklarında ki şen kahkahalarla yüzünde oluşan gülümsemenin farkında olmayarak ofise girip kapıyı kapatmıştı.

“Size yapılanı asla unutmayacağım. Suçlular adalet önüne çıkacak.” Erem ağır adımlarla ofisin ortasına doğru yürürken anılar içinde boğuluyordu. Odanın havasızlığını gidermek için dışa doğru açılan camı açarken derin bir iç çekti. Ofisin kapısının tıklatılması ile düşüncelerinden sıyrılan genç adam “Gelin,” diye kapıdaki kişiye seslenmişti. Kapı aralanıp içeriye doğru uzatılan kafayı görünce kaşlarını çatan Erem huzursuz olmuştu.

“Senin ne işin var burada?”

“Çok ayıp, seni babama şikayet edeceğim.”

“Asıl ben seni edeceğim, kaç kez söyleyeceğiz sana benden uzak durman gerektiğini!”

“Ama size yardım etmek istiyorum, neden ben olay dışı tutuluyorum.”

“Bu benim meselem.”

“Biz kardeşiz.” Erem ilk kez Özge’nin ağzından duyduğu ‘kardeş’ hitabı ile duraksamıştı. Genç kız onun duraksamasını fırsat bilerek devam etti. “Yaşadıkların benim başıma gelseydi sen bana yardım etmez miydin?”

“Aynı durum değil.”

“Aynı durum, benim ne ayrıcalığım var?” Erem genç kızla baş edemeyeceğini anlayarak sıkıntıyla iç çekmişti.

“Ne yapmak istiyorsun Özge, amcam ve annen senin için endişeleniyor. Benimle olan bağlantını kimse bilmemeli.”

“Kimsenin bilmesine gerek yok, beni normal bir eleman olarak işe alabilirsin.”

“Özge!”

“Hadi ama, her şeyi tek başına yapamazsın. Yardım etmeme izin ver.”

“Bunu düşünmem gerek, şimdi kimse seni görmeden git buradan.”

“Ama…”

“Senin stajın yok mu? Neden boş geziyorsun?”

“Şu mesele, emin değilim…” Erem genç kızın ifadesinden bir şeylerin ters gittiğini düşünerek dikkatle onu incelemeye başlamıştı. Staj için o kadar hevesle gittiği şirketten bahsetmesine rağmen Özge’de bir sevinç ifadesi görememişti.

“Bir sorun mu var Özge?” genç kız başını iki yana sallayarak pencereden dışarıya bakmaya başlamıştı. Derin bir iç çekerken Erem de onun yanına giderek genç kızı kendisine döndürüp yüzünü incelemeye başlamıştı.

“Bana anlatmayacak mısın? Evden ayrılırken yaşadığın heyecana ne oldu?”

“Sanırım şirketi biraz abartmışım.”

“Abartmak mı? O şirketin teknoloji konusunda ne kadar iyi olduğunu sokaktan geçen herhangi biri bile biliyordur. Sorun ne?”

“Anlatırım ama babama söylemeyeceksin.” Erem kaşlarını çatarak genç kıza bakmıştı.

“Anlat artık ne olduğunu?” Özge bakışlarını kaçırarak yeniden pencereden dışarıyı izlemeye başlamıştı. Kısa süren sessizliğin ardından Özge konuşmaya başlamıştı.

“Sende biliyorsun, o şirkette stajyer olarak girmek oldukça zor. Not ortalamasına değil zeki olmanı da bekliyorlar. Elemelerden geçmek garip bir şekilde kolay olmuştu.” Erem kaşlarını çatarak genç kıza bakarken Özge devam etmişti.

“Başta kendi başarım olduğunu düşünmüştüm ama şimdi bundan emin olamıyorum.”

“Neden?”

“Birimdekiler sürekli imalı konuşuyorlar ve haksız yere stajyerliği aldığımı düşünüyorlar.”

“Peki sen neden şüphelendin?”

“Çünkü hem müdürüm hem de patron gereğinden fazla yakınlık gösteriyor.” Erem birden genç kızı kolundan tutup kendisine çevirmişti.

“Sana asılmıyorlar değil mi?” Özge başını iki yana sallarken hafif gülümsemişti.

“Aksine, temas dışında her şeyi yapıyorlar. Benimle sohbet ediyorlar, verdikleri işi anlamadıysam sürekli tekrar etmekten geri durmuyorlar. Sence hangi patron elemanına bu kadar sabırlı davranır. Ben olsam bu kız bir şeyden anlamıyor der boş işler veririm ama hem patron hem de müdürüm şirket için önemli olan işlerde bana da az da olsa yer veriyor.” Erem kızın sözlerini dinlerken düşüncelere dalmıştı. Derin nefes alarak kendisine dönen kıza hafif gülümsedi.

“Sen kendi değerinin farkında değilsin Özge.”

“Ne?”

“Bunca yıllık şirket sence bir stajyerde ışık görmezse ona önemli bilgileri verir mi? Ya da ona güvenmezse…”

“Bilmiyorum.”

“Kendine biraz güven, rahatsız oluyorsan patronunla konuş ve duruma açıklık getir.”

“Kovulmamı mı istiyorsun?” Erem genç kızın hiddeti ile gülerken ofisin kapısının açılması ile duraksamıştı. Yüzünde ki gülümseme ile kapıya döndüğünde gördüğü kişiyle gülümsemesi yavaş yavaş silinmişti.

“Erem Bey, kuzeniniz olduğunu söyledi…” Erem sekreterinin sözlerine aldırmayarak “Tamam sen çık!” dedi. Sekreter tedirgin bir şekilde ofisten çıkarken Özge karşısında ki kişiyle yüzü asılmış bir şekilde çantasını alarak kapıya yönelmişti.

“Benim yüzümden çıkmanıza gerek yok. İşim kısa sürecek.” Erem hala ofisinde olduğuna inanamadığı genç kıza bakıyordu. Sesindeki soğukluk genç adamın içini adeta buza dönüştürmüştü.

“Hüzün!” genç kız adını söyleyen genç adama döndüğünde bakışlarını donuklaştırmıştı.

“Merhaba, hayırlı olsuna gelmiştim demek isterdim ama bazı konularda konuşmamız gerekiyor.”

“Buraya gelmemeliydin!”

“Ah yine aynı konu.” Özge genç adamın sözlerine kızarak araya girmişti.

“Sen karışma Özge.” Hüzün genç kızın alaycı tavrı karşısında içinin acıdığını hissetmişti. Erem’e bu kadar yakın olan kızı kıskanmadan edememişti.

“Önemli değil, alışkınım ben bu duruma. Öncelikle şu dosyaya göz atmanda fayda var.” Elinde ki dosyayı masanın üzerine bırakan genç kızın sesi oldukça soğuktu. Hala ayakta dikelen grup bir süre birbirine baktıktan sonra Erem masanın üzerinde ki dosyayı eline alarak sormuştu.

“Nedir bu?””

“Neden oturmuyoruz? Bu şekilde…” Özge araya girmiş ama Hüzün’ün bakışlarını görünce susmak zorunda kalmıştı.

“Oturmaya gelmedim. Erem beye babamın yanında işe başladığımı söylemeye geldim. Bundan sonra muhatabını tanıması gerekecek. En azından kısa süreliğine.”

“Sen şirkete mi girdin? Babanın…”

“Araştırmanı tam yapamadın sanırım. Şirket babama değil bana ait.”

“Ne?” Hüzün genç adama elindeki dosyayı işaret ederek bakmasını söylemişti. Erem dosyayı açıp incelerken genç kız arkasını dönüp kapıya doğru ilerlerken Erem öfkeyle dişlerini sıkmaya başlamıştı. Hüzün elini kolunu bağlamıştı. Şirkete yapacağı saldırıdan etkilenecek olan tek kişi Hüzün olacaktı. Gözlerini kısa süreliğine kapatıp açtığında kapıdan çıkmak üzere olan Hüzün’ü görmüştü.

“Bekle!” Hüzün kapı ağzında durmuş ama dönüp genç adama bakmamıştı.

“Bunu neden yapıyorsun? Şirketin sana ait olduğunu ne zamandan beri biliyorsun?”

“Beni düşünmeden intikam planına devam edebilirsin. Yakında şirketle alakalı bir karar vermek zorunda kalacağım.”

“Hüzün?” Özge ikili arasında ki konuşmayı dikkatle dilerken araya girmemek için kendisini zor tutuyordu.

“Nerede kalıyorsun?” Hüzün gelen soru karşısında gülümsemeden edememişti. Yüzündeki gülümsemeyi silerek geri döndüğünde genç adamın endişeli bakışlarına karşılık ima ile tek kaşını yukarı kaldırmıştı.

“Sanırım bu sizi ilgilendirmiyor Erem Bey, bundan sonra aramızda iş ilişkisinden başka bir ilişki söz konusu olamaz. Size iyi günler. Umarım amcamın şirketini eskisi gibi güçlü bir hale getirirsin. Gerçi buna eminim, sende ki zeka kimsede yoktu değil mi altın çocuk?” Erem karşısında ki kızın duygusuz sözleri karşısında iki yanda duran elleri yumruk haline gelmişti. Hüzün’ü ilk kez bu kadar alaycı konuşurken duyuyordu. Her zaman kibar olan kız gitmiş yerine umarsız alaycı biri gelmişti. Gözlerine baktığında orada kendisine bakarken oluşan ışığın olmadığını görmek genç adamı derinden yaralamıştı. Kendisi yapmıştı, bunu ona kendi davranışları yapmıştı. Hüzün arkasını dönüp kapıdan çıkıp giderken Erem hala olduğu yerde şaşkın bir şekilde donup kalmıştı.

“Vay canına, kız iyi laf giydirdi sana!” Özge’nin şaşkın ve bir o kadar heyecanlı konuşması karşısında kendisine gelen Erem ona döndüğünde Özge keyifle gülüyordu.

“Kes gülmeyi.”

“Ama komikti, gerçekten kıza hayran kaldım.” Erem hala kapıya bakarken Özge elini sallayarak onun dikkatini çekmeye çalışmıştı.

“Eee şimdi ne yapacaksın? Şirketi batıramazsın.”

“Şirketi batırmayı hiçbir zaman düşünmemiştim. O adamın suçunu ortaya çıkaracağım.”

“Nasıl yapmayı düşünüyorsun? Hüzün onun yanında.”

“Hayır değil…” Erem’in ani itirazı karşısında kafası karışan genç kız Erem’e dikkatle bakmaya başlamıştı. Ne söyleyeceğini bilmiyordu. Erem sandalyesine bıkkınlıkla çökerken elindeki dosyaya bakıyordu. Dosyanın içinden düşen kağıt parçasını eline aldığında sıkıntıyla iç çekmişti. Kağıdı okumaya başladığında ise gözleri şaşkınlıkla büyümüştü. Erem hızla yerinden kalkarken Özge ne olduğunu anlayamadan genç adam odadan dışarıya fırlamıştı. Erem asansöre doğru koşarken genç kızın çoktan gittiğini biliyordu. Elinde ki kağıdı avucunun içinde sıkarken Özge de onun peşinden koşturmaya başlamıştı. Şirket dışına çıkan ikili etrafa bakınırken Hüzün uzaktan onları izliyordu.

“Nereye gidiyoruz Hüzün Hanım?”

“Evin tadilatı nasıl gidiyor?”

“Şuanda bir sorun yok. Dün şu doktor çift geldi.” Hüzün direksiyonda ki adama bakarken başını iki yana sallamıştı.

“Ne istiyorlarmış?”

“Anne babasını özlediklerini sanmam. Sanırım evin satışından pay istiyorlar.” Hüzün yüzünü asarak başını camdan dışarıya çevirmişti. Geride kalan yolu izlerken iç çekmeden edememişti.

“Görüyorsunuz değil mi Ali Bey, kimileri aile için her şeyi yapar, kimileri ise menfaatleri için ailelerini dışarı atar. O aileyi araştırmanı istiyorum. İlerde sorun çıkmasını istemiyorum.”

“Peki efendim.”

“Bana efendim demeyi bırak, hastaneden haber var mı?” Ali dikiz aynasından arkada oturan kıza bakmıştı. o kadar uzak bir görüntüsü vardı ki sanki kilometrelerce uzaktaydı başını iki yana sallayarak genç kıza cevap vermişti.

“Kadının durumu iyi, doktor dediğine göre kötü bakımdan dolayı güçsüz düşmüş. Birkaç güne toparlanır. Yaşından dolayı birkaç sağlık sorunu var ama onlarda dikkat edilirse sorun yaşamadan hayatını devam ettirebilir.”

“Umarım. Hissediyorum onlarla iyi anlaşacağız.”

“Şu konu, emin misiniz Hüzün Hanım. Hiç tanımadığınız kişilerle aynı evi paylaşmak istediğinize?” Hüzün bakışlarını yeniden genç adama çevirirken tıpkı adı gibi hüzünle gülümsemişti.

“Onlar bana ailemden daha kötü davranmayacaktır. Bu arada evin güvenliğini arttırmayı unutmayın. Bahçe duvarlarını yükseltin, içerisi sadece bize özel olmalı.”

“Peki.” Konuşma bitmişti. Yeniden şirkete dönerken sabahki kadar zorluk çekmediğini hissetmişti. Şirketin büyük dönen kapısından içeri geçerken kendisini tanımayan personel ona selam verirken genç kız omuzları dik bir şekilde asansörlere doğru ilerlemişti.

Ofisinin olduğu kata geldiğinde babasının sekreterinin yerinde olmadığını görünce kaşlarını çatmıştı. Sabah geldiğinde kendisine diklenen kızı merak etmişti. Gözünü ondan ayırmamaya kararlı olan genç kız boş olan koridordan ilerleyerek ofisine geçerken içerden gelen tıkırtılarla duraksamıştı. Kaşlarını çatarak etrafına bakınan genç kız ağır adımlarla odasının kapısından içeriye girmişti. Odada ki sesin geldiği yere döndüğünde kaşları iyice çatılmıştı.

“Burada ne yapıyorsun?” Hüzün odadaki çekmeceli dolabını karıştıran arkası dönük kadının korkuyla geri sıçramasını izlerken sakin kalmaya çalışıyordu.

“Hüzün Hanım?”

“Sana bir soru sordum, ben yokken odama girilmemesi konusunda kesin talimat vermiştim. Odamda ne arıyordun?”

“Ekrem Bey bir dosya istemişti.”

“Bu bir mazeret değil, bir daha sakın odama girme. Babamın sekreteri olman seni ayrıcalıklı yapmaz, bir bakmışsın kapıdasın.”

“Ama Hüzün Hanım,”

“Kes ve dışarı çık.” Hüzün kadını odasından kovarken aklındaki planı uygulamaya karar vermişti. Savaş yeni başlıyordu!

***

Yorum ve beğenilerinizi bekliyorum. Yeni bölüm en kısa sürede gelecek. 

14070cookie-checkİntikam 23. Bölüm

Bir yorum

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir