Gelincik Çiçeği 12. Bölüm

Merhaba arkadaşlar. Bölümü ancak bitirdim ve hemen yayınlıyorum. Umarım seversiniz. Keyifli okumalar!

–***—

Genç kız sabah erkenden kalktığında kardeşini uyandırmamak için oldukça sessiz hareket ediyordu. Kol değneğinden güç alarak mutfağa gitmeyi başarmıştı. Tek eliyle çaydanlığa su doldurarak ocağa bırakırken haline şükretti. Ameliyat olan ayağı hala sızlıyordu ama üzerine basamayacak kadar değildi. Alçılı ayağı ise ona göre iyileşmişti. Ama alçının ağırlığı ile dengesini sağlayamıyordu. Çay suyu koymakla bile yorula genç kız derin bir nefes alarak salona geçtiğinde gördüğü manzara karşısında şaşırmıştı. Arya salonda ki koltuğu açarak ne zaman geldiğini bilmediği kocasıyla birlikte uyuyordu. Üstelik ortalarında uyuyan küçük kızla çok güzel bir tablo gibi görünüyorlardı. Masanın üzerinde ki telefonu görünce sessizce telefonu alıp minik ailenin fotoğrafını çekerek aynı sessizlikle salondan çıkıp kapıyı kapatmıştı.

İkizi için çok mutluydu. Başta onun için endişelense de Arya’nın mutlu olduğunu biliyordu. Derin bir iç çekerek balkona doğru ilerledi. Saat daha yediye yeni geliyordu. İlaçları olmasaydı kesinlikle kendisi de kalkmazdı yataktan. Bu gün cumartesiydi ve birçok çocuğun birkaç saat içinde mahallede oynamaya çıkacağını biliyordu.

“Alya?” Alya kendisine bakan ikizine dönerek gülümsedi.

“Senin ki gelmiş,” derken Arya hafif gülümsemişti. Gülümsemesinde yakalanmanın verdiği bir utangaçlıkta vardı.

“Evet, dün sen uyuduktan sonra geldi.” Alya başını anladığını belirtircesine sallamıştı. Alya’nın yanına giderek onun gibi balkondan bakmaya başlamıştı. Kardeşi yine kendinden beklendiği gibi garip çiçeklerle doldurmuştu etrafı. Renk renk sardunyalar, begonyalar, çuha çiçekleri, lale ve daha önce görmediği bir çiçek vardı.

“Bu nedir?” Alya ikizinin baktığı çiçeği görünce hafif gülümsemişti.

“Kalonşo çiçeği, bakımı kolaydır ama soğuğu pek sevmez.” Arya başını sallayarak kardeşini onaylamıştı.

“Bu kadar çiçeğe nasıl bakıyorsun anlamıyorum.” Alya ikizinin sözlerine gülmeden edememişti.

“Sen Ecem’e nasıl bakıyorsun?” Arya aldığı cevapla şaşırırken Alya omzunu silkelemişti. Tekrar sokağa başını çevirdiğinde gördüğü kişiyle gerilmişti. Cenk mahallenin fırınına doğru ilerliyordu. Arya kardeşindeki değişimi fark ederek onun baktığı yere gözlerini çevirdi.

“Onu suçlamamalısın, bir açıklaması olduğuna eminim.”

“Güven zor kazanılır ve çabuk kaybedilir Arya, bunu benden iyi biliyorsun. Sen avukatsın ve…” Alya’nın sözlerini içerden gelen ağlama sesi kesmişti. Arya küçük kızın ağladığını duyunca hemen içeriye koşmuştu. Aras kızıyla mutfağa girdiğinde ise Alya adama gülümseyerek “Hoş geldin enişte,” dediğinde Aras’ta genç kıza gülümsemişti.

“Hoş bulduk baldız, iyi görünüyorsun.”

“Çok şükür,” diyerek yorulan ayağını dinlendirmek için sandalyeye çökmüştü. Aras kızını Arya’ya vererek balkona kızın yanına çıkarken etrafa kısa bir göz attı.

“Evin güzelmiş, güle güle otur,” dediğinde Alya sanki evi almış gibi davranan adama gülmüştü.

“Teşekkür ederim, eminim senin evin daha güzeldir,” diyerek dalga geçmişti. Aras kızın iğneleyici sözlerine aldırmayarak mahalleye bakmaya başlamıştı.

“Şu gelen Cenk değil mi?” Alya adamın adını duyunca gerilmişti. Bakmasına gerek yoktu. Az önce fırına giden adamın geri döndüğüne emindi.

“Evet,” derken önünde ki çiçeği hafif kenara çekti.

“Yanında ki kadın kim?” Aras’ın sorusu ile Alya bakışlarını Cenk’in olduğu tarafa çevirmişti. Gördüğü kişilerle başını iki yana sallarken Deniz teyzenin haklı olduğunu bir kez daha anlamıştı.

“Mahalleden kadınlar,” dedi. Aras kızın sesinde ki kinayeyi hemen anlamıştı.

“Özel mi?” diye sorduğunda bakışları bu kez genç kıza çevrilmişti.

“Bilmem, kendisine sorarsın enişte. Ne de olsa siz iyi anlaşıyorsunuz.” Aras başını sallayarak Cenk’i ve yanında ki kadını izlemeye devam etmişti. Bir süre konuşan ikili ayrılırken Cenk kendilerinin olduğu binaya doğru ilerliyordu. Aras düşünceli bir şekilde sessizleşirken Alya “Ben içeri geçiyorum,” diyerek adamın yanından ayrıldı. İçinden Cenk’in Aras’ı görmemesi için dua ediyordu. Biliyordu ki Aras’ı gören adam yukarıya çıkacaktı. Oysaki keyifli başlayan sabahının Cenk yüzünden bozulmasını istemiyordu.

“Ne dersin Alya, bu gün seni dışarıya çıkaralım mı?” Alya kardeşinin sorusu ile kendine gelmişti.

“Anlamadım?”

“Ne düşünüyorsun? Gezmeye çıkalım mı dedim. Neredeyse bir aydır evdesin.”

“İsterdim ama evde işim var, siz Aras ile gezin.”

“Olmaz öyle şey, senin için geldim ben gezmeye değil. Sen çıkmıyorsan bende çıkmam,” dedi. Ecem’e önünde ki yemeğini yedirirken Alya küçük kızın sevimli bir şekilde sürekli ağzını açmasına daha fazla dayanamayarak uzanıp kızın yanaklarını ıslak ıslak öpmüştü. Ecem hemen yüzünü silerken Alya’ya kötü kötü bakmaya başladı.

“Şuna bak şuna nasıl da bakıyor,” diyen Alya gülmüştü.

“Ayne, teyzem ıslattı,” dediğinde yüzünü gösteriyordu. Arya kardeşine yalancı bir şekilde kızarken bir yandan da kızının yüzünü yavaşça sildi.

“Alya kızımı neden ıslatıyorsun, kızıyorum ama,” dediğinde Alya kardeşine anneliğin ne kadar yakıştığını düşünüyordu. Aras mutfağa girdiğinde ocakta kaynayan çayın altını kısarak iki kardeşe baktı.

“Cenk burada oturuyordu değil mi? Yanlış hatırlamıyorum.”

“Evet, alt katta kalıyorlar,” dedi Arya. Alya sessiz kalmıştı. Aras karısının kızını yedirdiğini görünce masayı kurmaya başladı. Alya ona şaşkınlıkla bakarak tek kaşını kaldırıp “Enişte sen ev işi yapar mıydın?” diye sordu. Arya kardeşine gülümserken Aras gözlerini kısarak kendine gülen baldızına bakmıştı.

“Neden yapmayayım? İkimizde çalışan insanlarız, elbette karıma yardım edeceğim.”

“Vay be, senin bir modeli daha var mı onu da kendime alsam,” diyen Alya ikizini güldürmüştü. Aras Alya’nın sözlerine gülmemek için kendisini tutarken kapının çalması ile sözlerini içinde tutmuştu. Kapıya bakmaya giden genç adamın arkasından gülen ikili mutfak kapısında beliren kişiyi görünce susmuştu.

“Herkese hayırlı sabahlar, balkonda Aras’ı görünce selam vermek istedim,” diyen Cenk ikiliye kısa bir bakış atmıştı. Alya sessiz kalırken Arya adama yer göstererek oturmasını istemişti. Aras Alya’nın asılan yüzünden şüphelense de az önce sorduğu soruya keyifle cevap verdi.

“Bak Alya, benim gibi biri!” dediğinde Alya gözlerini büyütürken Arya kocasının sözlerin kahkaha atmamak için kendisini zor tutmuştu. Eğer gülseydi Alya’nın hışmından asla kurtulamazdı.

“Ne oluyor?” Cenk merakla Aras’a bakarken Alya dişlerini sıkarak konuşmuştu.

“Sizinle alakalı bir şey değil hocam, eniştem şaka yapıyordu.” Cenk şüpheyle Aras’a bakarken genç adam kaldığı yerden işine devam etmeye başlamıştı. Cenk’te ona yardım etmek için kalkarken ikizlerin gözleri iyice büyümüştü. Cenk’in daha önce annesine yardım ettiğini biliyordu ama şuanda Aras’ın sözlerinden sonra adama yardım etmesi ikiliyi germişti. Aras ise keyifle ikizlerin ifadesini izleyerek Cenk’i işaret ediyordu. Alya dayanamayarak yerinden kalkıp koltuk değneğine dayanarak “Benim az işim var, birazdan gelirim,” diyerek çareyi mutfaktan kaçmakta bulmuştu.

“Durumu daha iyi görünüyor, alçı çıkana kadar burada kalacak mısınız?” Cenk’in sorusu ile Arya kocasına bakmıştı. İçi sıkılıyordu.

“Aslında çarşambaya kadar kalırım diye düşünüyordum.” Aras karısının sözleri ile ona dönmüştü.

“Hayatım Salı günü önemli bir toplantın vardı senin,” dediğinde Arya unuttuğu toplantıyı hatırlayınca yüzü asılmıştı.

“Ama burada kalmam da önemli, Alya’nın bana ihtiyacı var.”

“Sen bilirsin, istediğin kadar kalabilirsin elbette.” Cenk karı kocanın konuşmasını bölmek istemese de konuşmuştu.

“Biz buradayız Arya, sen işine dönebilirsin.”

“Öyle de Alya’nın hocası devamsızlıktan onu derse bırakacağını söylemiş,” diyen Arya ağzından kaçırdığı şeyle dilini ısırmıştı.

“Bunun seninle ne ilgisi var Arya?” diye soran Aras şüpheyle karısına baktı.

“Ne ilgisi olacak Aras, karın ve baldızın her zamanki gibi yer değiştirmeyi düşünüyor sanırım.”

“Alya’nın haberi yok, ben düşündüm ama…”

“Bu olmayacak Arya, öğrenilirse Alya’nın eğitim hayatı biter.”

“Saçmalama, sanki sınava giriyorum, sadece görüntü olacağım orada.”

“Olmaz, ben hocası ile konuşurum,” dedi Cenk hemen. Alya kapıdan içeriye girdiğinden konuşmanın yarısını duymuştu.

“Kimsenin benim yerime konuşmasına ihtiyacım yok. Madem hoca Hanım beni dersten bırakmak için kendine fırsat arıyor ona bu fırsatı vermem. Gerekirse kendim girerim o derse,” diyen kıza anında Arya itiraz etmişti.

“Bu ayakla mı?”

“Ne olmuş, çok şükür artık yavaş yavaş yürüyorum.” Dedi.

“Yine de hocanla konuşabilirim, okula gelmene gerek yok.” Cenk’in araya girmesi ile Alya ona kızgın bir şekilde bakmıştı.

“Bu durumun sizi ilgilendirdiğini sanmıyorum hocam, lütfen benim meseleme karışmayın.” Aras kızın sert yanıtı karşısında şaşırmıştı. Gözleri sürekli ikili arasında gidip gelirken bir şeylerin olduğunu hemen anlamıştı. Cenk kıza bakışlarını dikerken Alya önüne dönerek sepette olan ekmeklerden birini bölerek ağzına atmıştı. Cenk kızın kendisine bakamayacağını anladığında çayı doldurarak kızın önüne bırakınca Arya adamın hareketine gülmemek için kocasına bakmıştı. Aras işaretle ‘neler oluyor’ diye sorarken Arya omzunu silkmişti.

“Ben eve ineyim, annem bekliyordu,” dedi genç adam. Aras kahvaltıya kalmasını söylese de Cenk Alya’ya kısa bir bakış atarak kabul etmemişti. Aras Cenk’i kapıdan geçirirken Arya ikizine “Pes!” diyerek önünde ki çaydan bir yudum almıştı.

“Az önce olanlarda neydi öyle, hayırdır Alya,  Cenk sana bir şey mi yaptı?”

“O bana ne yapabilir ki?” kızın ani çıkışı ile Aras iyice şüphelenmişti.

“Bak abicim, ihtimal vermiyorum ama Cenk sana ters bir şey söylediyse konuşurum onunla. Anlayışlı biridir,” dediğinde Alya genç adama gülerek bakmıştı.

“Abicim mi?” dedi gülerek. Aras kızın takıldığı noktayı fark edince başını iki yana salladı.

“Ne oldu hoşunuza gitmedi mi Alya Hanım? Çok konuşmayın da kahvaltınızı yapın, sonra da çıkar biraz dolaşırız.” Aras konuşmaya son noktayı koyarken Alya sessiz kalmıştı. Masada sadece çatal kaşık sesi vardı. Genç kız yemeğini bitirdikten sonra izin isteyerek odasına geçerken oldukça durgunlaşmıştı. Aras kızın mutfaktan çıkması ile hemen karısına döndü.

“Sorun ne Arya, Alya neden Cenk’e o şekilde davrandı?”

“Bizi ilgilendiren bir durum yok Aras, bırakalım kendi sorunlarını kendi halletsin.”

“Olmaz öyle şey, kız burada yalnız elbette ne olduğu bizi ilgilendiriyor.” Arya kocasına sevgiyle bakarken derin bir iç çekmişti. Aras karısının bakışlarını fark ettiğinde gülümseyerek ona karşılık vermişti.

“Önemli bir konu değil Aras, Alya sadece Cenk’e güvendiği için hayal kırıklığına uğradığını hissediyor.”

“Neden?” Aras hemen yerinde dikelmişti.

“Sanırım Cenk’e önemli bir araştırmanın kopyasını verdi ve kimseye göstermemesi için ondan ricada bulundu. Ama anlaşılan Cenk araştırma dosyasını başka bir hocayla paylaşmış. O yüzden Cenk’e kızgın.”

“Ne var bunda? İkisi de hocası, dosyayı görmesinde ne sakınca olabilir ki?”

“Elbette sakınca yoktur ama bu araştırma Alya için çok önemliydi. Alanında önemli bir dergi için yazıyordu. Dergiye yayınlanmadan sızması Alya’nın hiç hoşuna gitmedi.”

“Bir dakika, araştırma Alya’ya mı aitti. Cenk bunu bilmiyor muydu?” Aras kaşlarını çatarak genç kadına bakmıştı.

“Sanırım söylemedi kendisine ait olduğunu.” Aras bir süre düşündükten sonra hem kıza hem de Cenk’e hak vermişti. Alya haklıydı elbet kendi araştırması olduğu için endişelenmişti. Cenk’te Alya’nın araştırması olduğunu bilmediği için meslektaşıyla bilgi paylaşmıştı. Sıkıntıyla nefesini dışarıya verirken yeniden karısına dönmüştü.

“Bu gün Alya’yı muhakkak dışarıya çıkaralım, kafası dağılır.”

“Bende öyle diyorum, bakalım ikna ederiz herhalde.”

“Merak etme, annenle tehdit ederiz,” dediğinde Arya onaylamaz bir şekilde kocasına baktı. Kahvaltı masasını birlikte toplayan karı koca odaya geçip hazırlanmıştı. Yaz ayı olduğu için fazla kalın giyinmelerine gerek yoktu. Arya üzerine uzun bir elbise giyerken küçük kızı da kendiyle bir örnek giydirmişti. Aras üzerine bisiklet yaka lacivert bir kazak ve siyah kot pantolon giymişti. Alya’yı ısrarla hazırlayan Arya genç kıza lacivert bol bir pantolon üzeri beyaz tunik giydirmişti. Alya ne kadar itiraz etse de ikizine söz geçirememişti.

“Miniğim sen ne güzel olmuşsun öyle?” Alya küçük kızı severken Arya ona kaşlarını çatarak bakmıştı.

“Ne yani ben güzel olmadım mı? Farkındaysan kızımla aynı elbiseyi giyiyoruz.” Alya ikizini umursamayarak küçük kızın iki yandan bağlı saçlarını sallandırmıştı.

“Senin annen kıskanç mı kraliçem? Bak kraliçemi kıskanıyor,” dediğinde Ecem annesine anlamaz bir şekilde bakıyordu. Aras salona girdiğinde Alya uzun bir ıslık çalmıştı.

“Arya sen kızını kıskanacağına kocana göz kulak ol. Maşallah eniştem taş gibi,” dediğinde Aras gülmüş, Arya ise kaşlarını çatarak kocasına bakmıştı.

“Sen çok mu süslendin öyle, üzerini mi değişen…” dediğinde Alya ikizinin sözlerine tiz bir kahkaha atmıştı.

“Alya gülmeyi kes sayende evden çıkamayacağız,” diyen Aras karısının yanına gidecek kafasına dudaklarını bastırmıştı.

“Güzelim, benim gözüm senden başkasını görür mü? Hadi çıkalım…” Arya yüzünü assa da elinden bir şey gelmeyeceğini biliyordu. Elbise askısı gibi kocası vardı, ne giyse güzel taşıyordu. Aras kızını kucağına alıp dışarıya çıkarken Alya neredeyse bir aydır inmediği merdivenleri gözünde büyüterek bakıyordu. Arya kardeşinin boştaki koluna girerken Alya diğer eliyle koltuk değneğiyle destek alarak merdivenlerden aşağıya inmeye başlamıştı. Yavaş yavaş inen ikiliyi genç adam arada geriye bakarak kontrol ediyordu. Kızını arabaya yerleştirerek kapıyı kapattığında hemen karısının yanına gidip Alya’ya yardım etmişti. Onları camdan gören Deniz Hanım kapıya çıkarken endişeli bakışları Alya’yı bulmuştu.

“Alya kızım, bir şey mi oldu, neden evden çıktınız?” Deniz hanımın endişesi iki kızı da gülümsetmişti.

“Yok Deniz teyze, çok şükür iyiyim. Arya biraz dolaşalım diye tutturdu.” Deniz Hanım rahat bir nefes alırken yüzünde ki endişe de kaybolmuştu. Gözleri Aras’ı bulunca “Hoş geldin Aras oğlum, nasılsınız?” dediğinde genç adam saygıyla kadının elini öperek hal hatır sormuştu. Arabanın içinde sıkılmış olan küçük kız çığlık atınca bakışlar ona dönmüştü.

“Arabayı nereden buldun?” Arya yeni fark ettiği arabayla kocasına dönmüştü.

“Havaalanından kiraladım Arya, lazım olur diye.” Arya kocasına gülümserken derin bir nefes aldı.

“Deniz teyze biz gidelim, sizde gelmek ister misiniz?” Deniz Hanım gelen teklifle başını iki yana sallamıştı.

“Yok kızım, siz çıkın. Benim komşuya sözüm vardı ona geçeceğim,” dediğinde Alya başını sallayarak onu onaylamıştı. Üçü birlikte arabaya binerken arkaya geçen Alya küçük kızın kucağına tırmanması ile gülmüştü.

“Ecem Hanım sıkıldı sanırım,” Arya öne geçerken başını çevirip arkada oturan ikiliye bakmıştı.

“Kızım, sen teyzeye naz mı yapıyorsun?” Ecem Arya’nın sesini duyunca ona dönmüştü. Ona doğru uzanırken Alya kaşlarını çatarak ikizine bakarken “Kafanı uzatmasan olmuyordu değil mi Arya, şimdi al kızını da hayrını gör,” diyerek küçük kızı Arya’ya uzatmıştı.

“Ama küçüğüm burası cız yapıyor,” dediğinde Ecem annesini umursamamıştı. Kendisini alana kadar çığlık atan küçük kız Arya’nın da arkaya geçmesine neden olmuştu. Ecem ile öne oturmak istememişti.

“Hazır mısınız hanımlar?” Aras’ın kontağı çevirmesi ile güçlü motor sesi ortama yankılanmıştı. Mahallede ilerlerken yol kenarında gördüğü genç kızla Aras’a seslenerek “Enişte arabayı durdurur musun?” diye sordu. Aras arabayı durdururken Alya arka camı açarak “Akasya,” diye seslenmişti. İkinci seslenişinde arkadaşı onu duyarak arabaya doğru ilerledi.

“Alya, hayırdır nereye?” genç kız eğilerek arabanın içine bakmıştı. Arya’yı görünce ona da selam vermişti.

“Gezmeye çıktık, işin yoksa sende gelsene?” dediğinde Akasya hafif gülümsemişti.

“Rota belli mi?” Arya omzunu silkerken Alya arkadaşına gülümsedi. Yavaş bir şekilde arabadan inerek Akasya’ya arabaya geçmesini söylemişti. Akasya arkaya Arya’nın yanına otururken Alya kardeşiyle dalga geçerek ön koltuğa yerleşmişti.

“Sen kaşındın Arya, kıza kendini göstermeyecektin,” dediğinde Aras kızın sözlerine gülmüştü.

“Merhaba, siz Arya’nın eşi olmalısınız. Hoş geldiniz?” Aras dikiz aynasından genç kıza bakarak başını sallayıp cevap vermişti.

“Hoş bulduk, teşekkür ederim.” Aras arabayı yola soktuğunda “Enişte ya yok mu şöyle bizim oralardan bir müzik,” diye sorduğunda Aras kızın sözlerine gülmüştü.

“Olmaz mı baldız, ne istiyorsun?”

“Ekin Uzunlar varsa alırım,” dediğinde Aras telefonunu genç kıza uzatarak “Al kendin aç,” dedi. Alya genç adamın telefonunu alıp ekranı açtığında ekranda ki resimle gülümsemişti. Aras Arya ve Ecem’in uyurken çekilmiş resmini ekran görüntüsü yapmıştı. Arabanın içini müzik doldururken Alya geriye dönerek Arya’dan telefonunu istemişti. Arya kardeşine telefonunu uzatırken sabah çektiği resmi açarak kardeşine göstermişti.

“Bunu ne zaman çektin?” Arya’nın gözlerinden neredeyse kalp çıkacaktı.

“Sabah sizi öyle görünce dayanamadım?”

“Nedir o?” Aras merakla arkada oturan karısına bakmıştı.

“Ya Aras baksana çok güzel çıkmamış mı?” Aras öne doğru uzatılan telefonu alıp ekrana baktığında hafif gülümsemiş ve Alya’ya dönerek “Bunu ne ara çektin?” diye sormuştu.

“Sabah senin geldiğini bilmediğim için öylece salona girip sizi görünce dayanamadım çektim. Çok güzel uyuyordunuz,” dedi. Aras telefonu karısına uzatırken “Fotoğrafı bana da atar mısın hayatım?” dedi. Arabanın içinde koyu bir sohbet ortamı oluşurken önce hayvanat bahçesine, sonrada ormanyaya gitmişlerdi. Gün boyu keyifli vakit geçiren gurup akşam yemeğini dışarda yedikten sonra Akasya’yı evine bırakıp eve doğru ilerlediler. Araba kendi evlerinin önüne durduğunda Arya uyuyan kızını kucağına alıp arabadan inmişti. Alya ona anahtarı uzatarak önden gitmesini söylemişti. Arabadan yavaşça inip ağır adımlarla eve doğru ilerlemişti. Aras düşmesi durumunda onu tutmak için hemen arkasından gidiyordu.

“Dayım gelmedi galiba,” diyen genç kız Aras’ın da dikkatini çekmişti.

“Dayın mı gelecekti?” Alya ilk katı güçlükle çıkarak nefesini dışarıya vermişti.

“Hafta sonu geleceğini söylemişti ama gelmedi,” dedi. Aras kızın koluna girip “Yorulduysan biraz duralım,” dedi.

“Son birkaç merdiven kaldı, idare ederim,” diyen kız merdivenlere yönelmişti. Üç kat merdiveni beş dakikaya çıkmıştı. Evin kapısından içeriye girdiklerinde Arya dayısının odasından dışarıya çıkıyordu. Anlaşılan küçük kızı oraya yatırmıştı. Alya üzerini değiştirmek için odasına geçerken Arya ve Aras’ta diğer odaya geçip rahat kıyafetler giymişti. Yarım saat sonra salona geçen üçlü koltuklara yayılırken Arya “Çay yapayım mı?” diye sordu. Alya ve Aras aynı anda “Çok iyi olur,” dediğinde Arya onların bitkin haline gülmüştü. Arya mutfağa geçerken Aras kızı göz hapsine almıştı.

“Cenk’e olan davranışını unutmuş değilim Alya, Arya biraz anlattı olanları. Cenk’i suçlamadan önce ona sormalısın.”

“Bilmiyorum, özellikle kimseye göstermemesini söylemiştim ama o bana söz vermesine rağmen Ayfer hocaya araştırmamı vermiş.”

“Bence farklı bir şey vardır arkasında. Cenk sözüne güvenebileceğin en sadık adamlardan biridir.”

“Neyse bunu sonra konuşuruz. Zaten araştırmam bitti. Dayıma gönderdim okuması için. Sonrada dergiye göndereceğim. Ondan sonra isteyen herkes bakabilir.” Alya elinde atıştırmalıklarla salona giren kardeşini görünce yerinde toparlanmıştı.

“Deniz teyzeyi de çağırsak mı?” Arya’nın sorusuyla Alya omzunu silkmişti.

“Onu çağırırsan sevimsiz Cenk’te gelir,” diyen kıza ikili şaşkınlıkla bakmıştı.

“Sevimsiz Cenk mi?” Aras kısa bir duraksamanın ardından gür bir kahkaha atmıştı.

“Aras sessiz olsana Ecem’i uyandıracaksın.” Aras hemen toparlanırken kendi kendine gülmeye devam ediyordu. Arya çayı demlemek için mutfağa geçerken Aras yeniden genç kıza dönmüştü.

“Seni daha makul biri sanırdım, ön yargılarından kurtulmalısın Alya. Bu hiç doğru değil.”

“Zaman gösterecek ne olacağını enişte, sen canını sıkma.” Alya sözünü bitirdiğinde kapının zili çalmıştı. Aras yerinden kalkarak kapıya yöneldiğinde karısına kendisinin baktığına dair seslendi. Birkaç dakika sonra salona elinde kurabiye ve poğaçalarla giren Deniz hanımı görünce yüzü gülümsemişti. Kadının arkasından Cenk’in de girmesini beklemişti ama beklediği olmamıştı.

“Cenk yok mu Deniz teyze?” Aras genç kızın sormak istediği soruyu sorunca genç kız merakla cevabı beklemişti.

“Yok evladım, maç mı ne varış onu izleyecekmiş.” Aras kısa bir duraksamanın ardından ayaklanarak “O zaman bende aşağıya ineyim. Siz rahat bir şekilde oturursunuz,” dedi.

“O nasıl söz evladım, benim senden çekincem mi var?” diyen kadına Aras sözde sessizce cevap vermişti.

“Bahane Deniz teyze, bende maç izleyeceğim,” demiş ve gitmişti.

“Aras aşağıya mı indi Alya?” diye soran Arya elinde çaylarla salona girmişti.

“Kocan maç izleyecekmiş, Cenk hocanın yanına indi,” dedi.

“İyi bari, bizde beraber takılırız. Hoş geldin Deniz teyze,” diyen genç kıza sarılan kadın oturduğunda sıkıntıyla Alya’ya bakmıştı.

“Hayırdır bir şey mi oldu teyze, sıkıntılı gibisin.” Kadın yüzünü asarak sırasıyla iki kıza bakmıştı.

“Hayır mı şer mi bilmiyorum ama canım çok sıkkın kızlar. Bu gün sizin şu hoca geldi yine. O kadından hiç hoşlanmadım.”

“Kim?”

“Ayfer midir Aysel midir nedir o işte,” diyen kadının sesinde kızgınlık vardı.

“Neden gelmiş yine?” Alya da öfkelenmişti. O kadını etrafında görmek istemiyordu.

“Aslında seni görmeye gelmişti ama ben evde olmadığını söyledim. Cenk ile bir süre oturup anlamadığım şeyler hakkında konuştular. Sonrada çıkıp gitti.”

“Beni neden sordu ki? Bir şey dedi mi size?” ikizler göz göze geldiğinde Deniz Hanım başını iki yana sallamıştı.

“Yok kızım, zaten seninle görüşmesini istemiyorum. Sana dedim değil mi o kadından uzak dur diye.” Alya şüpheyle kadına bakarken Arya da merakla sormuştu.

“Alya ile ne ilgisi var? Neden hocasından uzak dursun ki?” Deniz Hanım sıkıntıyla nefesini dışarıya verirken iç çekerek konuşmaya başlamıştı.

“Pazara gittiğimiz günü hatırlıyor musun?” dediğinde Alya başını sallamıştı.

“O gün Cenk beni aramıştı, bir süre konuştuk ama sonra telefonu açık bırakarak odadan çıktı. O sırada o kadının konuşmasını duydum. Senin hakkında konuşuyordu. Asistanı olmadığın için çok kızgındı. Sonra ne olduysa ‘Buldum’ gibi bir şeyler sayıklamaya başladı. Ne bulduysa oğlumun odasında bulmuş. Çok sevinçliydi ama son sözleri beni endişelendirdi.” Alya hiç kesmeden kadını dinlemişti. Ayfer hocanın başına bela olacağının farkındaydı.

“Ne söyledi teyze?”

“Alya’yı Cenk’le arasından çekeceğini!”

***

Yorum ve beğeni yapmayı unutmayın! Sizce bundan sonra Alya ve Cenk arasında ne olur? Ayfer hoca amacına ulaşır mı? Son olarak çıkarken bir reklam yapmayı lütfen unutmayın! Teşekkür ederim. En güzele emanetsiniz.

11. BÖLÜM <<<<<——>>>>> 13. BÖLÜM

20170cookie-checkGelincik Çiçeği 12. Bölüm

26 yorum

  1. Emeğine sağlık Yazarcigim ❤️ Aras ve Arya ‘yi özlemişim ❤️❤️. Alya Cenk’in arası düzelir umarım:). Ayfer hoca amacına ulaşamayacak boşa uğraşıyor 😡

  2. Ay bu Ayfer denen kadın ne sinir ya… Resmen oturduğum yerde uyuz oldum inat karı… küfür küfür küfür!!!

  3. Ewet belamız da geldi
    Ayfer adıyla hemde
    Bakalım neler olacak sabırsızlıkla bekliyorum
    Ellerine emeğine sağlık

  4. Tamda yerinde kaldı ben şimdi bir hafta nasıl bekleyeceğim yahu çok heyecanlı…ellerinize emeğinize sağlık muhteşem bir bölüm olmuş ❤

  5. Bakalım nasıl çekecekmiş ama unutuyor bizim kızımız akıllı onu kendi planında boğar emeğine sağlık güzel bir bölümdü

  6. Bu Ayfer hocayı bende sevmedim başjna dert açacak diye korkuyorum gerçi Alya akıllı kız onu alt eder diye düşünüyorum ama yine işte demekten kendimi alamıyorum .Cenke üzüldüm yine bir kadın oyununa kurban gitmesin hak etmiyor Alyayla güzel olurlar bence inşallah bir an önce şu yanlışlıklar meydana çıkar .Aryayla Aras çok tatlılar özlemiştik iyi oldu emeğinize sağlık

    1. Evet ya Cenk’e üzüldüm bende ama inanmaz o kadına eminim ben ama yine de söylese Deniz teyze iyi olur

      1. Bakalım ne olur Ayfer kendince birşeylerin peşinde. Bazı insanlar karşısındaki insanı küçümseyince başına dert aldıklarının farkında değil.

    2. Teşekkür ederim. Arya ve aras’ı yazmayı bende özledim. Alya elbet başının çaresine bakar ama Cenk arada kaynamasa bari diye düşünmeden edemiyorum. 🙂

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir