Dilay Hanım Final 1

Merhaba arkadaşlar. Bölüm biraz daha sürecek gibi olduğu için Final bölümünü iki part olarak yayınlamaya karar verdim. Umarım seversiniz.

***

Genç kadın gözlerini araladığında yabancı bir yerde olmanın verdiği garip hisle hızla yerinde doğrulmuştu. Etrafına bakınırken nerede olduğunu anlamaya çalışıyordu. başını çevirdiğinde kapıdan elinde tepsiyle giren adamı görünce kendini geriye bırakmıştı. Evlenmişti!

Üstelik evleneli bir hafta olmuştu. Engin elindeki tepsiyle genç kadına yaklaşırken hafif gülümsemişti.

“Yine mi yabancılık hissettin Dilay?” genç kadın adamın sözleriyle yüzünü asmıştı.

“Elimde değil biliyorsun? Neyse ki bu gün eve dönüyoruz.” Dilay kendini bildi bileli evden ayrı bir yerde kalamazdı. Bir haftalık balayı tatiller bu gün bitiyordu.

“Biliyorum hayatım, hadi kahvaltını yap da çıkalım. Bu gün son günümüz gezelim.” Dilay başını sallarken yatağından kalkarak küçük masaya doğru ilerlemişti. Kahvaltıya kısa bir bakış atıp kaşlarını çattı.

“Senin kahvaltın nerde?” Engin kıyafetlerini seçerken kadına dönüp cevap verdi.

“Ben aşağıda bir şeyler atıştırdım. Çok acıkmıştım hayatım.” Dilay adamın cevabından hoşlanmamıştı.

“Beni bekleseydin ya, şimdi tek yemek zorundayım.” Engin kadının yüzünü asmasıyla ona yaklaşarak yanağından öpmüştü.

“Sen uyandırmaya kıyamadım hayatım, hadi sen başla.” Dilay adam kıyafetlerle banyoya girmesiyle derin bir iç çekmişti. Çocukları çok özlemişti. Onlarla her gün konuşsa da özellikle oğlunu ikna etmekte daha da zorlanır olmuştu.

“Yedin mi?” Dilay önündeki tepsiye bakarak başını sallamıştı. Engin onaylamaz bir şekilde karısına bakarak yanına gidip oturdu.

“Böyle yapmamalısın Dilay, hadi aç ağzını.” Dilay adamın elindeki reçel sürülmüş ekmeye bakarak gülümsedi. Ağzını açtığında genç adam kadını yedirmeye başlamıştı. Eğlenceli geçen on dakikalık bir kahvaltı zamanı boyunca Engin aşkla karısını yedirirken Dilay da şımartılmanın keyfini çıkarmıştı.

“Ben valizleri hazırlayayım çıkış yapalım.”

“Geldiğimizde toplarız bırak kalsın.”

“Ama oyalanmış olacağız. Otelden çıkış yapalım valizler arabada dursun. Bizde geze geze evimize gideriz.” Engin kadının biran önce otelden çıkmak istediğini anlayabiliyordu. Onun için otel odaları bir travma gibiydi.

“Sen nasıl istersen.” İkili birlikte valizleri toplayarak otelin lobisine indiğinden çıkış işlemlerini yaparak arabaya binmişlerdi. Bursa’ya yakın olduğu için Kartepe’ye giden ikili kış ayı kadar yaz ayları da güzel olan ilçenin tadını çıkarmışlardı.

“Çocukları çok özledim.” Engin arabayı çalıştırırken kadına bakarak iç çekmişti. Yanındaki kadına her geçen gün daha da aşık oluyordu. Onun anneliğine hayran kalmamak elde değildi. Üstelik kızına da aynı ilgiyi göstermesi genç adamı mutlu ediyordu.

“Bende özledim, hadi gidelim o zaman.” Dilay şaşkınlıkla adama baktı.

“Nereye?”

“Çocuklara hayatım.” Dilay iyice arabayı süren adama dönerken sormuştu.

“Hani gezecektik, neden fikrini değiştirdin?” Engin sinyal vererek otobana girerken arkayı kontrol ederek yoluna devam etmişti. Özellikle yakın olduğu için balayı için Kartepe’yi seçmişlerdi.

“Yine gezeriz nasıl olsa yakın bir yer. Bir hafta sonu çocuklarla geliriz.”

“Gerçekten mi?” Dilay heyecanla adama sormuştu. Onun heyecanı Engin’i de mutlu ediyordu. Evlendiklerinden beri fark ettiği en önemli şey Dilay’ın artık yaşına uygun davranmaya başladığıydı. Belki hala yeri geldiğinde olgundu ama çocukların yanında da kendi yanında da daha rahat davranıyordu.

“Elbette hem daha çok eğleniriz. Okullar tatile girecek yakında. Hava daha soğumadan geliriz.”

“Çok güzel olur bu,” diyen kadın derin bir iç çekerek arkasına yaslanmıştı. Yüzü her zamanın aksine oldukça güleçti. Değişen ruh halinin o da farkındaydı. Yanında ki adama güveni tamdı. Üzerindeki sorumlulukları paylaşabildiği bir hayat arkadaşı olduğu için daha rahat davranıyordu. Artık her şeyi kendisi düşünmek zorunda değildi. Şu kısa zamanda bile Engin o fark etmeden birçok sorunu halletmişti.

“Seni seviyorum,” Engin kadının sözleriyle şaşırarak arabayı sağa çekmişti. Dilay kendi itirafına şaşırırken Engin şaşkınlıkla ona dönmüştü.

“Ne dedin sen?” adamın şaşkınlığı kadının komiğine gitmişti. Daha önce de buna benzer sözleri imaları olmuştu ama ilk kez yüreğinden hissederek yüksek sesle kendinden emin bir şekilde adama sevdiğini söylemişti.

“Neden bu kadar şaşırdın ki, kocam değil misin? Severim de döverim de,” derken adamın yanağına hafif pat patlamıştı. Genç adama yanağına değen eli yakalayarak dudaklarına götürmüştü. Genç kadının gözlerinin içine bakarak hayranlıkla gülümsedi.

“Bana neler yaptığının farkında bile değilsin değil mi karıcım?” Dilay tek kaşını kaldırarak adama bakmıştı. Başını iki yana sallarken gülümsemesi kızaran yanaklarının altında daha da belirgin oldu.

“Bana şu şekilde bakma engin, utandırıyorsun.”

“Utanmak bir kadına ancak bu kadar yakışırdı. Seni çok seviyorum. Başıma gelen en güzel şeysin Dilay. Seni ve çocuklarımızı çok seviyorum.” Dilay’ın gözleri yaşarırken uzanarak adamın yüzünü iki avucunun arasına almıştı.

“Teşekkür ederim, gelip beni bulduğun için çok teşekkür ederim.” Engin kadının ellerinin içini öperken alınlarını birleştirmişti.

“Çok şükür,” diyen adam geri çekilerek kadının alnına dudaklarını bastırdı. Geri çekildiğinde kadının kapalı gözlerinin her birini öperek geriye çekilmişti. Arabanın sesiyle kendine gelen genç kadın huzurla geriye yaslanarak gözlerini kapatmıştı. Yol boyunca indirdiği camdan esen ılık rüzgarı duyumsayan genç kadın uykuya yenilirken Engin karısının uyuduğunu fark edince camı kapatmıştı. Yol boyunca arada karısına bakan Engin eve yaklaştıkları sırada karısının elini tutarak hafif öpmüştü. Dilay yerinde kıpırdarken Engin yüzünde gülümseme ile “Dilay, hayatım yaklaştık,” dedi. Dilay başını ağır bir şekilde genç adama doğru çevirirken hafif mırıldanmıştı.

“Ne oldu?”

“Geldik karıcım hadi toparlan. Çocuklar seni dinç görsün.” Dilay yerinde doğrularak yüzüne gelen saçlarını geriye alarak esnerken elinin tersiyle ağzını kapatmıştı.

“Uyudum, neden beni uyandırmadın? Gelene kadar sohbet ederiz diye düşünmüştüm.”

“Yorgun görünüyordun Dilay, hadi elini yüzünü yıka,” diyerek yol kenarında ki hayratın önüne durmuştu. Dilay arabadan inerek elini yüzünü yıkayıp kendine gelmeye çalışmıştı. Buz gibi su serinlemesine yardımcı olurken Engin arabadaki havluyu getirerek genç kadının yüzünü kendi eliyle kurulamıştı.

“Daha iyi misin?” Dilay başını sallarken içinden gelerek adama sıkıca sarılmıştı.

“Yeni bir maratonun içine gireceğiz farkındasın değil mi? Hayatımız eskisi kadar sakin olmayacak.”

“Eskiden de sakin sayılmazdı ki karıcım.” Engin kadının başının üzerini öperken Dilay adama hak vererek geri çekildi. Hayatı hiçbir zaman sakin olmamıştı ki şimdi olsundu. Arabaya binerek kısa sürede çiftlik yoluna ulaştıklarında Dilay çocuklarını ilk kez görecek gibi heyecanlanmıştı. Onun heyecanı Engin’e de bulaştığında genç adam derin bir nefes aldı.

“Sence çocuklar biz yokken anlaşabildi mi?”

“Ben olsam çocuklar yerine babamları düşünürdüm.” Engin’in sözleriyle Dilay düşünmüştü. Evlendikten sonra kendisini kızı olarak kabul eden Mehmet Bey Engin’e de artık kendisini babası olarak görmesini rica etmişti. Hayatta kızı ve Dilay’dan başka kimsesi olmayan genç adam bu isteğin üzerine resmen atlamış her fırsatta Mehmet beye baba diye hitap eder olmuştu.

“Neden onları düşüneyim ki?” Engin genç kadına tek kaşını kaldırarak bakmıştı.

“Sence? Düğünde olanları unuttun mu?” Dilay düğün gününü hatırlayınca kahkaha atmadan edememişti. Seyhan Nazlı hanımı zorla dansa kaldırmış sonra da babasına “Sizin yaşınız uygun yaşlı kurt neden bu güzel bayanı dansa kaldırmıyorsun?” diyerek dada ikisi ne olduğunu anlamadan onları bir birbirine sarmaş dolaş etmişti. Yaşlı kadının utançtan kızaran yanakları dün gibi aklındaydı.

“Nazlı teyze ne kadar utandı değil mi?” genç kadının kıkırdarken Engin ona eşlik etmişti.

“Hem de nasıl, bir an yüzü alev alacak sandım.”

“Ama babam da az değil, fırsatı kaçırmadı.” Dilay başını aşağı yukarı sallarken iç çekmişti.

“Sence araları düzelir mi?” Engin’in sorusu ile Dilay adama buruk bir gülümseme ile baktı.

“Bilmiyorum, belki yakın olmazlar ama konuşmaya devam ederler. Nazlı teyze ilk eşini erken kaybetmiş olabilir ama adam babamın dediğine göre pek iyi biri değilmiş. Sanırım bu yüzden de babamdan uzak duracaktır.”

“Mehmet baba kimseye benzemez. Merhametli ve sevgi dolu bir adamdır.” Dilay adamın yanağını okşayarak “Öyle elbet ama bir kadın olarak düşünüyorum. Selim ile onun evliliği gibi bir evliliğim olsaydı bir daha evlenmeye cesaret edebilir miydim bilmiyorum. Bu yüzden kararına saygı duymak lazım.” Engin yanağındaki eli tutarak dudaklarına götürmüştü. Genç adam her fırsatta karısına dokunmayı, öpmeyi seviyordu. Bu durum Dilay’ın da hoşuna gidiyordu. Belki ilk evliliği değildi ama Engin ile her zaman ilkleri yaşıyordu. Huzuru ve mutluluğu onun sayesinde tadıyordu. Araba çiftlik yoluna girdiğinde yerinde doğrularak etrafına daha dikkatli bakmaya başladı. Çocukları görme umuduyla iki evin bahçesine göz atarken aradığını bulamayınca yüzü asılmıştı.

“Çocuklar evde değil mi acaba?”

“Nerede olacaklar Dilay, arka bahçede oynuyorlardır.” Dilay adamı onayladıktan sonra duran arabadan inerek eve doğru bakmıştı. Engin de arabadan inip bagajı açarken Dilay arkasını döndüğünde kendisine doğru koşarak gelen oğlunu görünce gülümseyerek eğilmişti.

“Annem geldi,” diye bağıran Süha diğer çocukların da dikkatini çekmişti. Küçük çocuk koşarak annesine sarılırken Dilay oğluna sarılarak başını boyun köküne gömmüştü.

“Ah çok özledim seni,” diyen kadınla Süha geri çekilerek annesinin yüzünü elleri arasına almıştı.

“Bir daha gitmeyeceksin değil mi?” Dilay yüzündeki küçük elleri öperken kızının da koşarak ona sarılmasıyla rahat bir nefes almıştı. Bakışları arkada onları izleyen Nisan’a takılınca kolunu açarak onu da davet etmişti. Nisan olabildiğince hızlı davranarak genç kadına sarılırken Dilay ona da sıkıca sarılıp yanaklarını öpmüştü.

“Nasılsın hayatım, kardeşlerin seni üzdü mü?” Nisan başını iki yana sallayarak “Üzmedi Dilay abla,” dediğinde Engin kızına gülümsedi. Genç adam kızının başını okşarken “Aferin benin kızıma kardeşlerinle güzel güzel oyna,” dediğinde Süreyya Nisan’a bakarak “Nisan abla sen anneme anne diyecektin, neden abla diyorsun?” diye sorduğunda Dilay ve Engin şaşkınlıkla küçük kıza bakmıştı.

“Nisan’cım?” Dilay kızı kendine iyice yaklaştırarak gözlerine odaklanmıştı.

“Kızım?” Engin duygulansa da belli etmemeye çalışıyordu. Dilay’a anne demek istemesi bile Engin için büyük bir yıkımdı. Kendi annesi yaşamasına rağmen Dilay’a anne demek istemesi genç adamı gafil avlamıştı. Şüphesiz Dilay öz annesinden daha çok ona annelik etmişti.

“Baba, Dilay ablaya anne dersem üzülür müsün?” Engin gözleri dolduğu için başını çevirirken Dilay mutlulukla kızı kollarına çekmişti. Genç kadın kızı sıkıca sararken Engin dayanamayarak ikisini kollarının arasına aldı.

“Neden üzüleyim kızım? Dilay ablanda isterse elbette ona anne diyebilirsin.” Küçük kız geri çekilerek Dilay’ın yüzüne bakmıştı.

“Sana anne diyebilir miyim Dilay abla,” Dilay kızın yanağını okşayarak gülümsemişti.

“Söylemek istersen ben mutlu olurum hayatım. Nasıl istiyorsan öyle seslen. Anne de, abla de… Hangisini istersen onu de. Yeter ki üzülme.” Genç kadının boynuna kollarını dolayan kız babasına bakıp gülümsemişti. Süreyya da ikiliye katılarak onlara sarıldı. hep birlikte eve girdiklerinde Nazlı hanımın evde olmaması ikilinin dikkatini çekerken çocukların dadısına seslenerek kadının nerede olduğunu sormuştu.

“Selim Bey ile at çiftliğine gittiler Engin Bey,” diyen kızla şaşırmışlardı.

“Selim ne alaka? Neden onu atların yanına götürdü ki?”

“Ben bilmiyorum Dilay Hanım, geldi aldı ve gitti. Nazlı Hanım itiraz etse de dinlemedi.” Kızın sözleri ile ikili bir birine baktı.

“Sence neden onu götürdü?” Dilay Engin’e bakarken genç adam omzunu silkti.

“Eve geçip rahatlayalım sonra gider bakarız.” Dilay adamın peşinden çocuklarla eve girerken üzerlerini değiştirmek için odalarına çıkarken Nuray çocukları yedirmek için mutfağa götürmüştü. İkili odalarının kapısından içeriye girerken oldukça sessizdi. Dilay düğünden sonra ilk kez bu odaya giriyordu. Meşe rengindeki oda oldukça büyük ve ferahtı. Kocaman bir dolap ve makyaj masası vardı. Dolabın haricinde ikili için oturma alanı da bulunan oda genç kadının içini ısıtmıştı.

“Nasıl buldun?” Engin genç kadının arkasına geçip beline sarılarak odayı izleyen karısının yanağını öpmüştü.

“Çok ferah ve iç açıcı,” diyen kadınla Engin rahatlamıştı. Karısının odayı beğenmeme olasılığını düşününce gerilmişti.

“Beğenmene sevindim,” Dilay geri çekilerek yönünü adama dönmüştü.

“Beğenmemem gibi bir durum olamazdı zaten. Senin elinin değdiği yer her zaman güzelleşiyor.” Adam kadının sözleri ile huzurla iç çekmişti. Kadını kollarının arasına çekerek başını boyun köküne saklayarak konusunu içine çekmişti.

“Burada yaşamak istiyorum.” Adamın boğuk sesi kadını güldürürken Dilay geri çekilerek “Hadi hazırlanıp aşağıya inelim. Çocuklar birazdan kapıya damlar,” dedi. Engin başını sallarken Dilay dolabın kapılarını açarak kendi kıyafetlerine bakınmaya başlamıştı.

“Duş almak istersen beklerim.” Dilay başını iki yana sallayıp “Dönünce alırım artık. Merak ettim Selim neden kadını götürdü.”

“Tamam hayatım hadi üzerini değiş bende valizleri arabadan getireyim.”

Genç çift yaklaşık yarım saat sonra önce diğer çiftliğe geçmişti. Çocuklar da onlara eşlik ederken çifti kapıda Emine Hanım karşılamıştı. Kadın ikiliyi görünce sevinçle Dilay’a sarılırken Dilay geri çekilerek “Aslı’lar gelmedi mi hala?” diye sordu. Kadın başını iki yana sallayarak “Yok kızım nerede, deli oğlan tatillerini uzatmak için kızı ikna etmiş. Özledim kızımı dedikçe o diretiyor.” Dilay kadının yakınmasıyla gülmüştü. Onlardan sonra Seyhan ve Aslı da balayına çıkmıştı. Seyhan genç kadının sınavlarının bitmesini fırsat bilerek tatilini uzatıp duruyordu.

“Gelirler yakında merak etme, babam nerede? Gelmişken onu da göreyim.”

“Bilmiyorum ki kızım, Selim oğlum alıp gitti,” dediğinde Engin ve Dilay bir birine bakmıştı.

“Selim mi? Neden?”

“Bilmem, geldi bir yere gideceğiz diyerek alıp gitti.” Dilay başını sallarken Engin’e işaret ederek “Hadi gidelim Engin, merak ettim ne olduğunu,” dedi. Adam çocukları Emine hanıma bırakarak at çiftliğine doğru yola çıkmışlardı. İkili el ele çiftliğe doğru yürürken oldukça keyifliydi.

“Akşama hep birlikte yemek yiyelim mi?” adamın sorusuyla Dilay ona başını çevirmişti.

“Bu akşam öyle yaparız o zaman. Hem babam da mutlu olur.” At çiftliğine geldiklerinde tedavi için gelen misafirleri gören genç kadın duraksamıştı. Aklına Nisan ile ilk karşılaşmaları gelmişti.

“Neden durdun?”

“Aklıma Nisan geldi, onunla ilk burada tanışmıştım. O kadar çok korkmuştu ki…” genç kadın adama üzgün bir şekilde bakarken Engin kolunu kadının omzuna sararak başını göğsüne çekmişti.

“Neyse ki sen oradaydın ve kızımı sakinleştirdin.”

“Bir daha çocukları tek başına bir yere göndermeyelim Engin, onlara bir şey olacak diye aklım çıkıyor.” İkili haradan içeriye girerken dikkatli bir şekilde etrafa bakınmaya başlamıştı.

“Samet, Selim nerede gördün mü?” Engin harada çalışan adamlardan birine sorarken genç adam Engin’e dönerek cevap verdi.

“Az önce buradaydı Engin Bey, Mehmet Bey ile tartışınca gitti.”

“Tartıştılar mı, neden?” Dilay merakla sorarken içeriden çıkan Mehmet beyi görmüşlerdi.

“Baba ne oldu, neden Selim’le tartıştınız?”

“Bana Selim deme Dilay, haddi olmayan şeylere kalkıştı densiz.” Dilay ve Engin bir birine bakarken Engin öne çıkarak yaşlı adamın elini öpmüştü.

“Nasılsın baba?” Engin’in sorusu ile adam şaşkınlıkla onlara bakmıştı. İkilinin varlığını yeni kavrayan adam “Siz ne zaman geldiniz?” diye sordu. Engin gülerek adama bakarken arkadan gözleri nemli bir şekilde gelen yaşlı kadını gördüklerinde Dilay hızla onun yanına gitmişti.

“Nazlı teyze ne oldu?”

“Yok bir şey kızım hadi eve gidelim.” Yaşlı kadın Mehmet beye bakmadan Dilay ile oradan ayrılırken oldukça üzgündü. Adamın gözünün içine bakmasına dayanamayan kadın adımlarını hızlandırırken Engin yaşlı adamın yanına kalmıştı.

***

“İnanamıyorum sana Selim, bu yaptığın hiç iyi olmadı.”

“Ne yapsaydım Gece, babam ve Nazlı teyzeyi barıştırmak istedim sadece. Hem ikisi de artık yalnız bir birine yoldaş olurlar sandım.”

“Sen kendi açından düşünüyorsun Selim, bırak onlar ne karar verirse verir sen neden karışıyorsun?” Gece adamın yaptığını duyunca çok sinirlenmişti. Selim çocuk gibi yüzünü asarken Gece daha da kızmıştı.

“Kendini hiç masum göstermeye çalışma Selim, baban ne kadar üzülmüştür.” Selim genç kıza hak verirken durgunlaşmıştı.

“Gerekten de üzüldü, bilmiyorum belki de hata yaptım ama babam çok üzülüyordu Gece. Gizlice Nazlı teyzeyi izlemesine dayanamadım. En azından konuşup aralarında ki meseleyi halletmelerini istemişti.

“Yine de karışmamalıydın Selim, barışacakları varsa da barışmazlar artık.”

“Ben anlamam bir daha bu olaya karışmanı istemiyorum. Adam zaten hasta bir de senin yüzünden üzülmesin.” Gece’in çıkışıyla Selim kadını yumuşatmak için kızı kendine çekip sarılmıştı.

“Tamam güzelim sen nasıl istersen öyle olsun. Ne zaman seni istemeye gelelim.” Gece geri çekilerek adama kaşlarını çatmıştı.

“Henüz çok erken Selim, hem Enes’in ikna olması lazım.” Selim yüzünü asarken ne zamandır ikna etmeye çalıştığı kızı yine ikna edememenin hüznünü yaşıyordu.

***

Genç adam sabah erkenden kalkıp üzerini değiştikten sonra evden ayrılmıştı. Ne zamandır kovaladığı iş için toplantıya girecekti. Filosuna yeni bir uçak kazandıran Engin karısı uyanmadan toplantıyı bitirebilmeyi umuyordu. Zaman çok çabuk geçiyordu ve neredeyse altı aydır evli olduğu kadın hayatını tamamen değiştirmişti. Eskiden uzun süre mesailerde kalan adam gitmiş yerine erkenden çıkabilmek için zaman kollayan bir adam gelmişti. Arabası şirket binasının önüne dururken yardımcısı ve en yakın arkadaşlarından Ali yanına gelip toplantı hakkında bilgi veriyordu.

“Acele etmemize gerek yok adamlar daha gelmedi.”

“Nasıl gelmedi, şimdiye gelmiş olmaları lazımdı.”

“Biliyorum ama adamın çocuğu rahatsızlandığı için dün gece hastanede kalmış. Haber verdi yarım saat içinde gelecekler.” Engin söz konusu çocuklar olunca hemen yumuşamıştı.

“Arayın isterseler toplantıyı erteleyebileceğimizi söyleyin. Madem çocuğu hastanede sonra da toplantı yapabiliriz.”

“Ama bu erteleme bize zarar olarak dönecek.””

“Sorun değil,” diyen Engin Ali’nin adamı aramasını izlemişti. Engin’in teklifini anında kabul eden adamla Engin toparlanarak ofis kapısına yönelmişti.

“Sen nereye gidiyorsun?”

“Bu gün ailemin yanında olacağım, sen işlerle ilgilenirsin.” Engin genç adamın itiraz etmesine fırsat vermeden oradan ayrılmıştı. Hızlı adımlarla arabasına binerek hızla yola çıkan adamın tek düşüncesi karısı uyanmadan eve ulaşmaktı.

Engin eve ulaşıp kapıdan içeriye girdiğinde onu büyük bir sessizlik karşılamıştı. Hızlı adımlarla odasına çıkarken kimsenin uyanmamasını fırsat bilerek üzerini çıkarıp hızla pijamalarını giyerek karısının yanına sokulmuştu.

“Engin?” Dilay bedenine dolanan kolların varlığını hissedince dönerek adama sarılmıştı. Engin gülümseyerek “Benim karıcım,” derken Dilay mahmur bakışlarıyla adama kısa bir bakış atarak yeniden gözlerini yummuştu.

“Senin toplantın yok muydu?”

“İptal ettim,” diyen adamla genç kadın daha da sokulmuştu ona.

“O zaman biraz daha uyuyalım,” diye homurdanan genç kadın yeniden uykuya dalarken Engin de ona ayak uydurmuştu.

İkili derin uykularından yatağın sarsılmasıyla uyanmıştı. İki çocuk yatağın üzerine çıkıp zıplarken bir yandan da “Anne uyan… Engin amca uyanın artık. Çok acıktık biz…” Süreyya’nın bağırmasıyla Dilay gözlerini aralamıştı. Genç kadın ani kalkmasıyla dönen başını tutarken Engin telaşla genç kadının kolunu tutmuştu…

“Hayatım iyi misin?” Dilay genç adamın sesini uzaklarda duyarken birden gözleri kapanmıştı.

***

İkinci Partta görüşürüz! Yorum yapmayı unutmayın!

42. BÖLÜM <<<<<<—–>>>>> FİNAL PART 2

25752cookie-checkDilay Hanım Final 1

11 yorum

  1. Emeğine sağlık Yazarcigim ❤️ ay bebis geliyor ya❤️ikiz olsa keşke snsmsmmsms . Nazlı hanım ve Mehmet beyin keşke araları duzelse ya;( Gece 6 aydır kabul etmedi mi yaa evlenseydi o da

  2. Kartepe’den Bursa’ya otoban yok. İleride düzeltme yaparsanız diye belirtmek istedim. Elinize, aklınıza sağlık. Her gün yeni bölüm var mı diye kontrol ediyorum.

  3. Çok güzel bir bölümdü bebişte geliyor sanırım bitiyor olmasına üzülüyorum ama herşeyin bir sonu var ne yazıkki emeğinize sağlık

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir