Cesur 42. Bölüm

***

Merhaba arkadaşlar. Bölüm geç geldi farkındayım ama üçüncü çay sezonu açıldı ve çay topladığımız için bölümü anca bitirebildim. umarım seversiniz. Düşüncelerinizi bekliyorum. Keyifli okumalar!

****

Gergin geçen bir akşamdan sonra herkes dağılırken Erhan sonda kalarak kardeşi ile Çisil’in vedalaşmasını izlemişti. Asaf genç kızdan özür dilerken hala olayın şokunu atlatamayan Çisil öylece Asaf’a bakıyordu.

“Bu akşam en oldu öyle?”

“Yarın kahvaltıyı birlikte yapalım mı?” Çisil durgun bir şekilde adama bakarak başını sallamıştı. Asaf derin bir iç çekerek sözde öpemediği kızın alnına dudaklarını bastırarak “Biz birbirimizin alın yazısıyız sakin şüpheye düşme Çisil, bu adam seni bırakmayacak.” Asaf’ın sözleri ile Erhan kardeşine gururla bakmıştı. Genç adam salondan çıkan Servet Bey’e bakarak “Servet amca, yarın müsaitsen hastaneye yanına uğrayacağım.  Önemli bir konuda konuşmamız gerekiyor,” dediğinde yaşlı adam başını sallayarak Erhan’ı kabul etmişti. Adamın adını duyan ikili bir birinden uzaklaşırken Asaf abisine bakarak “Narin nerede abi?” diye sordu. Genç adamın sorusuyla birlikte alt odalardan birinden çıkan Çisem genç adamın yanına gelmişti.

“Erhan Bey, Narin Ayaz’ın yanında uyuya kalmış. Eğer sakıncası yoksa bu akşam burada kalsın. Yarın Çisil Asaf’ın yanına götürür,” dediğinde Asaf abisine merakla bakıyordu. kabul edip etmeyeceğini merak ederken Erhan başını sallayarak “Sabah ben gelir alırım,” dediğinde Asaf’ın ağzı şaşkınlıkla açılmıştı.

“Abi sen Narin’i burada mı bırakacaksın?” diye sorarken Erhan kardeşine kaşlarını çatarak bakmıştı.

“Neden bu kadar şaşırdın Asaf?”

“Sen kızını yabancı bir yere asla bırakmazsın.” Erhan kardeşinin haklı olduğunu bilse de onu alt etmişti.

“Burası yabancı bir yer mi Asaf, müstakbel yengesinin evi.” Dediğinde Asaf ağzı açık kalmıştı.

“Haklısın Erhan abi, Narin yengesinin evinde güvende olacak. Merak etme bir şey olursa Asaf’ı ararım,” dedi.

“Beni de arayabilirsiniz,” diyerek Çisem’e dönmüştü. “Sakıncası yoksa kızımı görebilir miyim?” dediğinde Çisem babasına kısa bir bakış atıp yeniden adama dönmüştü. Önden odanın içine girerek adamın da odaya girmesini bekleyerek salondan fazla ışık gelmemesi için odanın kapısını aralık kalacak şekilde kapamıştı. Erhan kocaman yatakta bir eli bebeğin karnına gelecek şekilde uyuya kalan küçük kızını görünce buruk bir şekilde gülümsemişti. Kızı Cihangir’i çok sevmişti. Kardeşi gibi görmeye başlamıştı. asıl olan ise Çisem’e olan yaklaşımıydı.

“Teşekkür ederim,” diyen adam kadının şaşırmasına neden olmuştu.

“Ne için?”

“Kızımı uzun zamandır bu kadar mutlu görmemişti. Genelde uykuları bölünür, korkuyla arada sıçrar,” dediğinde Çisem’in bakışları bebeğiyle uyuyan küçük kıza kaymıştı.

“Korktuğu önemli bir olay mı yaşadı?” Çisem’in sorusuyla genç adam gerilmişti. Eski karısını henüz üç yaşında ki kızını karanlık bir odaya kilitlemesi kızında derin yaralar bırakmıştı. Erhan durumu fark ettiğinde geç kalmıştı. Karısını asla affetmemişti. Annelikle alakası olmayan, ailesine karşı gelemeyip öyle bir kadınla evlendiği için kendine kızıyordu.

“Neyse ben çıkayım artık. Sende dinlen.” Çisem adamın sorusunu yanıtsız bırakmasına anlam veremese de adamın odadan çıkmasıyla peşinden gitmişti. Genç adam herkesi selamlayarak en son evden ayrılmıştı. Dış kapı kapandığında Cesur iki kardeşine baktı.

“İkinizde salona…” Çisem ve Çisil bir birine bakarken Cesur salona geçmişti.

“Ne oluyor abla?”

“Bilmem anlarız şimdi,” diyen genç kadın kardeşiyle birlikte salona geçmişti. Aylin, Serdar ve Ayşem salonda sessizce oturuyordu.

“Bir şey mi oldu abi?” Çisil’in sorusuyla Cesur boş yeri göstererek “İkinizde oturun,” dedi. İki kardeş otururken abilerine bakmıştı.

“Bu akşam olanları bana anlatacak biri var mı?” Cesur’un sorusuyla iki kızda şaşırmıştı. Özellikle Çisem neden bu olaya kendisinin de katıldığını anlayamamıştı.

“Olanlardan bizi mi sorumlu tutuyorsun abi? Unuttuğun bir şey var bu akşam benim sözüm vardı.”

“Emin misin Çisil?”

“Anlamadım?” Cesur ciddi bir ifadeyle kardeşine baktı.

“Asaf ile evlenmek istediğine emin misin? Asaf iyi bir adam biliyorum ama ailesinin yaptığını gördün.”

“Abi biz ailesiyle yaşamayacağız ki?” Çisil endişeye abisine bakıyordu.

“Çisil, güzelim. Böyle aileleri bilirim, kendi fikirlerinden vazgeçmezler. Baskıcı olurlar,” dediğinde Çisem hala kendisinin neden bu işe dahil edildiğini merak ediyordu. Çisil susarken Cesur bu kez Çisem’e bakmıştı.

“Sen, adamın kızının burada kalmasını istemek ne oluyor?”

“Abi kız uyuyordu ne yapsaydım? Kızı babasının kucağına verip git mi deseydim?” dediğinde Cesur başını sallayarak “Öyle yapmalıydın,” dediğinde Çisem sıkıntıyla başını ellerinin arasına almıştı.

“Küçük bir kız çocuğuna zalimce davranmamı mı istiyorsun? Senin de kızın var abi,” dediğinde Cesur’un bakışları Ayşem’e dönmüştü. Ayşem babasına boş bir bakış atıp halasına döndü.

“Onun kızı olması bir şeyi değiştirmez hala, buraya döndüğümüzden beri babamı iyi tanımadığımı düşünmeye başladım,” Ayşem’in soğuk sözleri salonda şok etkisi oluştururken Ayşem yerinden kalkarak “Ben yoğunum size hayırlı geceler,” diyerek kapıya doğru ilerlemişti. Cesur kızının sözleriyle şok olurken bakışları Aylin’e dönmüştü. Genç kadının üzgün bakışları altında salonun kapısına doğru ilerlerken Aylin onu durdurmuştu.

“Yalnız bırakmalısın,” dediğinde Cesur başını iki yana sallayarak “Olmaz,” dedi. Genç kadının avucunun içinden kolunu yavaşça çekerken hızla salondan çıkıp kızının peşinden gitmişti.

“Abla bizde çıkalım mı?” Aylin üzgün bir şekilde kardeşini onaylarken olanlardan nedense kendini sorumlu hissetmeye başlamıştı. Cesur’un kendi yüzünden kızına karşı değişmiş olabileceği düşüncesi canını yakmaya yetiyordu.

“Abla iyi misin?”

“Benim yüzümden mi?” Serdar arabayı sürerken ablasının sorusuyla ona kısa bir bakış atmıştı.

“Ne senin yüzünden mi?”

“Baba kızın arasının açılması benim yüzümden mi?” Serdar ablasının ağzından çıkan sözlere sinirlenerek cevap vermişti.

“Senin bir suçun yok abla neden bu şekilde düşünüyorsun? Ayşem olayı biraz abarttı sadece, seninle bir ilgisi yok.”

“Yine de düşünmeden edemiyorum, duymadın mı babasını tanımadığını söyledi.”

“Şımarıklık yapıyor,” dediğinde Aylin kardeşine bakmıştı. Başını iki yana sallarken gözünden aşağıya akan bir damla yaş genç adamı sinirlendirmişti.

“Bu adam yüzünden sürekli ağlayacak mısın abla?” diye dişlerinin arasından soran Serdar direksiyondaki elini sıkılaştırmıştı.

“O adam benim mutlu olacağım tek adam,” dediğinde Serdar ablasına üzgün bir şekilde bakmıştı.

“Maalesef sana katılıyorum. Yıllardır seni hiç Cesur abinin yanında mutlu olduğun kadar mutlu görmemiştim. O adam seni seviyor abla, gözlerinde görebiliyorum. Sakın bu sevgiyi elinin tersiyle itme. Ayşem çocuk değil,” dediğinde Aylin başını sallamıştı.

***

Genç adam kızının odasının kapısına geldiğinde biran duraksamıştı. Kulağından kızının ‘babamı tanımıyorum,’ iması gitmezken çıldırmak üzereydi. Tüm cesaretini toplayarak odanın kapısını tıklattığında içeriden bir ses beklemiş ama geciken sesle dayanamayarak odaya girmişti.

“Gelebilir miyim?” üzerini örtmek üzere olan Ayşem babasının sesiyle kapıya dönmüştü.

“Neden soruyorsun, geldin zaten.” Cesur gözlerini kapatarak bir süre beklemişti.

“Biliyorum bana kızgınsın. Haklısın da ama bu biraz ağır olmadı mı?” Ayşem babasının üzgün gözlerine bakarken adama buruk bir şekilde bakmıştı.

“Asıl ağır olan ne biliyor musun baba, sırf karısı mutlu olacak diye pamuklara sarıp büyüttüğün kızını iddia malzemesi yapman.”

“Öyle değil, asla öyle değil…” Cesur hızla kızının yanına ulaşıp ellerini tutmuştu.

“Nasıl peki baba, dilin nasıl dönüpte o sözleri söyledin?”

“Kızım, sen babanı tanımadığını söyledin? Bizi bizden başka kim daha iyi tanıyabilir ki? Yıllardır o köhne kasabada sadece ikimiz vardık,” dediğinde Ayşem’in gözleri yaşarmıştı.

“Zor günlerdi ama o kasabada mutluydum baba,” diyen kızıyla şaşıran genç adam ne söyleyeceğini bilememişti.

“Ayşem sen…” Ayşem başını iki yana sallayarak üzgünce gülümsemişti. “Bu akşam o adamın sözlerine sustuğuna inanamıyorum,” diyen genç kızla Cesur başını iki yana sallamıştı.

“Ayşem, yaşlı adamın üzerine mi saldırsaydım? Adam ne dediğini bilmiyordu zaten…”

“Öyle bir şey istemezdim ama en azından bana sahip çıksaydın baba. Farkında mısın baba buraya geldiğimizden beri doğru düzgün vakit geçirmedik. Ya hastanedesin ya da…” diyerek susmuştu. Cesur kızının kalbini kırdığını fark edemediği için kendine kızıyordu. Ne söyleyeceğini bilemezken üzgün bir şekilde yerinden kalkarak her zaman yaptığı gibi kızının başının tepesini öperek “Hayırlı geceler meleğim, seni seviyorum.” Ayşem’in yanağından aşağıya bir damla yaş inerken babası görmesin diye hızla silmişti.

“Sana da baba,” diyerek üzerini örtüp uzanmıştı. Cesur odadan çıkarken ışığı kapatarak kapıyı örtmüştü. Genç kız yatağında ağlarken uzun zaman sonra ilk kez bu kadar çok ağlamıştı. En son teyzesinin annesi hakkında söylediği şeyler yüzünden ağlamıştı. Şimdi ise büyük bir çıkmazdaydı. Buradan uzaklaşması gerekiyordu. O sınava çalışarak bu evden gidecekti.

***

Genç kadın karnında hissettiği sert darbe ile gözlerini aralamıştı. Şaşkınlıkla üzerine atılan küçük bacağa bakarken bir anda nerede olduğunu kavrayamamıştı. Bu kızın yatağında ne işi olduğunu başta anlayamasa da sonradan üzerine atılan kolla gülümsemişti.

“Anne,” diye mırıldanan küçük kız kadının içini acıtırken kolunu başının altından geçirerek kızın başını göğsüne yaslamıştı. Küçük kız neredeyse genç kadının üzerine yatıyordu. Çisem küçük kızın saçlarını okşarken derin bir nefes almıştı. Beşikten gelen mırıltıyla bakışları bebeğine dönüştü. Ayaz gözlerini hafif aralarken Çisem ağlamaması için dua etmeye başlamıştı. Üzerinde ki kızı yavaşça yana yatırırken usulca yataktan kalkıp oğlunu kucağına almıştı. Bebek acıkmış olduğundan Çisem hemen onu emzirmeye başlamıştı. Bebeğin karnının doyduğuna emin olduktan sonra altını da değiştirerek onu beşiğine yatırmıştı. Bir süre sonra uyuyan Ayaz’ın üzerini iyice örterek yeniden yatağa uzanacakken Narin’in yerinde terler içinde başını sağa sola sallayarak korkuyla titremeye başlamıştı. Çisem hızla küçük kızın yanına ulaşarak onu kucağına çekmişti.

“Buradayım canım, korkma…” bir yandan kızın saçını okşuyor diğer yandan da onu sakinleştirici cümleler söylüyordu.

“Korkma küçüğüm, annen burada,” derken ağzından çıkanların farkında bile değildi. Sadece kızın sakinleşmesini sağlamak için aklına ne gelirse yapıyordu. Kapısının aralandığını görünce genç kadın kapıdan içeriye giren ağabeyini görünce şaşırmıştı. Sessizce “Abi?” diye sorarken Cesur kardeşinin kucağında kasılan kıza bakmıştı.

“Neler oluyor Çisem?”

“Bilmiyorum birden titremeye başladı,” dediğinde Cesur hızla kardeşinin kucağında ki kızı kendi kucağına alarak ayakta hala uyuyan kızın sırtını sıvazlamaya başlamıştı.

“Anne,” diye seslenen küçük kız Cesur’un Çisem’e bakmasına neden olmuştu. Çisem yerinden kalkarak kızın başını okşarken “Buradayım hayatım korkma,” dediğinde Cesur kardeşine anlayışla bakmıştı.

“Babası bilmiyor mu kızının geceleri kriz geçirdiğini?” Çisem abisinin sorusuyla başını sallamıştı.

“Söyledi, bir şey olursa beni arayın diye de tembih etti.”

“O zaman adamı arada gelip kızını alsın,” Çisem başını iki yana sallayarak abisine bakmıştı.

“Gerek yok abi ben ilgilenirim. Hem beni ve Cihangir’i yanında görünce mutlu olacaktır.” Küçük kız sakinleşip derin uykuya dalarken Cesur kardeşlerinin bu kadar iyi yürekli olmalarına bir yandan seviniyor, diğer yandan da onların bu iyi niyetini kullandıkları için üzülüyordu. Bu yüzden Çisil’e emin olup olmadığını sormuştu.

“Sen bilirsin hayatım, yardıma ihtiyacın olursa ben çağır.” Cesur küçük kızı yatağa bırakırken kardeşinin yanağını okşayarak gülümsemişti.

“Teşekkür ederim abi,” diyerek adamın gülümsemesine karşılık verdi. Cesur odadan çıkarken Çisem yatakta uyuyan kızın yanına uzanarak gözlerini kapatmıştı. Neyse ki oğlunun sabaha kadar bir daha uyanmayacağını biliyordu.

***

Genç adam sabah erkenden evden çıkarak hastaneye giderken oldukça dalgındı. Yapacağı konuşmanın sonuçlarını düşünürken asıl konuşması gereken kişiyle nasıl konuşacağını bilmiyordu. Sıkıntıyla nefesini dışarı verirken yarım saatlik yolun sonunda son model siyah arabasını hastanenin park alanına park ederek arabadan inip hastaneye yönelmişti. Kendinden emin adımlarla ilerlerken oldukça sakindi. Hastane çalışanları genç adamı süzerken Erhan onları görmezden gelmişti. Saçları gibi kuzguni bir şekilde takım elbise giymişti. Güvenlik görevlisinin yanına geldiğinde genç adam hemen onu tanımış ve “Asaf Bey henüz gelmedi,” demişti.

“Asaf beyi değil Servet beyi görmeye geldim.”

“O zaman yönetim asansörünü sizin için açayım,” dedi. Güvenlik asansörün anahtarını takıp açarken Erhan asansöre binerek yönetim katına çıkmıştı. Ağır adımlarla hedefindeki odaya yönelirken oldukça gerilmişti.

“Buyurun kime bakmıştınız?” Erhan önünü kesen kadınla duraksamıştı.

“Servet amcayla görüşmem vardı,” diyen genç adam kızın şaşkın ifadesine gülümsemişti.

“Sizi bekliyor muydu?”

“Evet müsait mi bakar mısınız?” Erhan’ın sözleri ile genç kadın yaşlı adama haber vermiş sonrada Erhan’ın içeri girmesiyle masasına dönmüştü.

“Selamünaleyküm Servet amca,” diyerek adamın elini öperken adam Erhan’ın selamını alarak oturması için yer göstermişti.

“Benimle önemli bir konuda konuşmak istemiştin, hayırdır oğlum?” Erhan derin bir iç çekerek hayatını değiştirecek o konuşmanın başlangıcını yapmıştı.

“Konu kızınız Çisem…”

***

“Nereye yavrum?” Ayşem babaannesinin sesini duyunca gülümseyerek ona bakmıştı.

“Birkaç kitap alacağım sultanım, dışarıdan bir şey ister misin?”

“Önce gel konuşalım seninle şöyle…” Ayşem yaşlı kadını kırmak istemediği için yanına giderek karşısına oturmuştu.

“Bir şey mi oldu babaanne?”

“Onu sen bana söyleyeceksin? Babanla aranda ne geçiyor kızım?” Ayşem babasının sözünün edilmesiyle yutkunmuştu.

“Önemli bir şey yok sultanım sadece küçük bir kırgınlık,” dediğinde yaşlı kadın torununun elini pat patlayarak torununa bakmıştı.

“O senin baban yavrum. Seni onun kadar kimse düşünemez, kimse sevemez. Bir birinizi kırmayın,” dediğinde Ayşem’in gözleri dolmuştu.

“Babam eskisi gibi benimle zaman geçirmek istemiyor babaanne, isteseydi ne yapar eder bana zaman ayırırdı.”

“Babana haksızlık etme Ayşem, başında bir sürü dert var. Hastanenin mali durumu iyi değil biliyorsun. Cesur birçok kişinin hayatını devam ettirebilmesi için hastaneyi ayakta tutmaya çalışıyor. Eskiden eve bile gelemez hastanenin soğuk koridorunda uyuyakalırdı.”

“Bilmiyorum babaanne, belki de şımarıklık yapıyorumdur ama babamı yanımda istiyorum.” Ayşem Hanım genç kızın saçını okşayarak gülümsemişti.

“Eminim işlerini yoluna koyduğunda seninle uzun bir tatile çıkmak isteyecektir.” Ayşem buruk bir şekilde “Artık Aylin ablayla çıkarlar. Bana sıra gelmez,” dediğinde Ayşem Hanım tek kaşın kaldırarak imayla sormuştu.

“Kıskançlık mı yapıyorsun?”

“Asla babam birini sevsin diye yıllarca bekledim ben babaanne, o mutlu olsun ben başka bir şey istemem. Sadece bunca yıl sonra babamın yokluğunu hissedince boşluğa düştüm.” Yaşlı kadın genç kızı anlayabiliyordu. O da Servet ile evlendiğinde ailesinden ayrılmış ve ailesini uzun bir süre babasının inadı yüzünden görememişti. Babası onunla görüşmek istemediğinde yokluğunda büyük bir boşluğa düşmüştü.

“Baban her zaman yanında olacak kızım, sen içini ferah tut.”

“Sultanım, sence bana bir kardeş yaparlar mı?” yaşlı kadın şaşkınlıkla genç kıza bakarken ne söyleyeceğini bilememişti.

“Bilmiyorum belki yaparlar. Ne de olsa yaşları genç.” Ayşem’in gözleri gülerken derin bir iç çekmişti.

“Umarım yaparlar o zaman kardeşim benim olur onlar ne yaparsa yapar,” dediğinde kadın daha da şaşırmıştı. Ayşem yerinden kalkarak kapıya yönelirken “Bir ihtiyacın var mı dışarıdan alıp geleyim?” dediğinde yaşlı kadın başını iki yana sallamıştı.

“Yok kızım canının sağlığı, dikkat et kendine.” Genç kız kapıdan çıkıp giderken yaşlı kadın hala Ayşem’in sözlerinin şaşkınlığını yaşıyordu.

“Anne giden kimdi?” Çisem odadan oğluyla çıkarak annesine sorarken Ayşem Hanım cevap vermişti.

“Ayşem kitap almaya gitti.”

“Ah keşke haber verseydi bende onunla giderdim. Ayaz’a bez alacağım.”

“Sen neden gidiyorsun kızım söyle yardımcılara alsınlar.”

“Anne hava da alırım demiştim. Açık hava Ayaz’a da iyi geliyor.”

“Ben seninle geleyim kızım,” diyen kadınla Çisem başını sallamıştı. İkili hazırlanmak için odalarına geçerken yarım saat sonra evden ayrılmışlardı.

***

Ayşem yolu uzun sürse de kitap almak ve birazda gezmek için Çankaya’ya giderken kulağında kulaklık etrafı incelemeye başlamıştı. Sevdiği şarkılar kulağında etrafı keyifle izlerken kolundan çekilmesiyle duraksamıştı. Hızla arkasını döndüğünde ise kendisine kızgınlıkla bakan adamı görmeyi beklemiyordu.

“Neden dikkat etmiyorsun az kalsın ezilecektin.” Ayşem genç adama kaşlarını çatarken kolunu ondan çekmişti.

“Sizin burada ne işiniz var hocam?”

“Hastanede değiliz Ayşem, bana adımla hitap et.”

“Bu size sorduğum sorunun cevabı değil Serdar Bey, neden buradasınız? Beni mi takip ediyorsunuz?” Serdar Ayşem’in sorusuyla sakinleşmek için nefesini derince içine çekmişti.

“Neden seni takip edeyim Ayşem, burada işim vardı onu halletmeye geldim.”

“Öyle mi ne işiniz vardı?”

“Sana hesap verdiğimi bilmiyordum Ayşem,” diyen adamla genç kız bir adım gerilemişti. Adamı sorgularcasına konuştuğunu fark edince susmak zorunda kalmıştı.

“Neyse size iyi günler benim gitmem gerek.” Ayşem arkasını dönerek oradan uzaklaşırken Serdar hırsla dişlerini sıkmıştı. Genç kızın tek başına dolaşması hoşuna gitmemişti.

“Nereye gidiyorsun, neden yanında kimse yok senin?” Ayşem genç adamı duymazdan gelerek sahaflardan birine girerken önce okumak için birkaç kitap almış sonrada test kitabı satan bir kitapçıya girerek birkaç test ve deneme kitabı alarak oradan çıkmıştı. Kapıda kendisini bekleyen Serdar’ı görünce duraksayan genç kız “Şimdide beni mi takip ediyorsun?” dedi. Ayşem genç adama oldukça mesafeli davranıyordu ki Serdar bunu hissedebiliyordu.

“Konuşmamız gerek,” diyen adamla Ayşem duraksamadan cevap vermişti.

“Sizinle konuşacak bir konum yok.”

“Hatalıyız kabul ediyorum ama biraz fazla uzatmadın mı konuyu? Babanı da kendini de ablamı da üzüyorsun. Senin yüzünden dün ablam gözyaşı döktü. Babanla aranıza girdiğini düşünerek ağladı,” dediğinde Ayşem duraksayarak adama bakmıştı.

“Ne alaka?”

“Akşam sözlerinin gittiği yeri anlamadın sanırım. Babanın ablamla birlikte olduğundan beri değiştiğini ima ettin.”

“Ben öyle bir şey yapmadım, siz kafanızdan uyduruyorsunuz. Ayrıca Aylin abla kendini üzmek için bahane arıyor demek ki.”

“Ablam hakkında düzgün konuş Ayşem! Bu hayatta tahammül edemeyeceğim tek şey ablam hakkında kötü konuşulmasıdır. Haddini aşma sakın!” Ayşem adamın çıkışıyla yutkunarak geri çekilmişti. Adamın bakışlarında ki ürkütücü ifade genç kızın ilk kez korkmasına neden olmuştu. Ayşem’in gözleri dolarken başını eğerek “Merak etmeyin Serdar Bey, ben haddimi iyi bilirim. Ablanıza söyleyin benim onunla bir sorunum yok. Hatta babamı mutlu ettiği için ona minnettarım. Lütfen şimdi beni yalnız bırakın ve mümkün olduğu sürece karıma çıkmayın!” Ayşem arkasını döndüğünde hıçkırarak ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Son zamanlarda yaşadıkları ona zor gelmeye başlamıştı.

Ayşem dönüp arkasını diğerken Serdar az önceki davranışını yeni idrak ediyordu. Kızın gözlerinde ki korkuyu yeni fark ediyordu. Gözlerini kapatarak giden kızın arkasından üzgün bir şekilde bakarken bir çuval inciri berbat ettiğini düşünüyordu. Bundan sonra Ayşem asla onunla muhatap olmayacaktı. Bunu hastanedeki Serkan denen çocuktan biliyordu. Belki onun gibi onu aldatmamıştı ama kızın kalbini çok fena kırmıştı. Yersiz bir çıkış yaparak Ayşem’i korkutmuştu.

“Ne yapacağı ben?” diye kendi kendine sorarken omzuna konan elle arkasını dönmüştü.

“Bir süre kızımdan uzak duracaksın,” diyen adamla şaşıran genç adam Cesur’un orada ne aradığını merak ediyordu. Yanından geçip giden adamın arkasından bakarken elleri kendine olan öfkesiyle yumruk olmuştu.

“O kadar kolay değil, asla uzak durmayacağım…”

***

Sizce Serdar ve Ayşem’in arası düzelir mi?

Ayşem abartıyor mu?

Erhan ve Servet ne konuştu?

Cevaplarınızı yorumlarınızda bekliyorum.

41. BÖLÜM <<<<<<————->>>>> 43. BÖLÜM

25821cookie-checkCesur 42. Bölüm

17 yorum

  1. Ayşemin davranışları bana saçma geliyor küçük çocuk gibi davranıyor babasının halinden hiç anlamiyor

  2. Ayrıca serdar sonuna kadar haklı ablasını tabiki de savunacak ayşemin dediği çok saçmaydı ablan da kendini üzmek için yer arıyor cümlesi çok yanlıştı

  3. Neden herkes Ayşem e yükleniyo bence kurulmakta haklı yıllarca yanlız yaşamışlar şimdi yadirgiyo haklı olarak üstelik Cesurun yaptığı yanlıştı gidip konuştu ama özür bile dilemedi hemen çıktı odadan üstelik Ayşem daha küçük anlayışlı olmaları lazım
    Emeğine yüreğine sağlık canım

  4. Neden herkes Ayşeme yükleniyor. Daha yaşı çok genç ve babası onun tek dayanağı. Yıllardır birlikte ve yalnız yaşadılar. Babasına olan düşkünlüğü çok normal. Cesurda Ayşemden özür bile dilemedi. Bence yanlıştı. Ve bende son okuduğum bölümlerde cidden ilgisini tamamen Ayline verdiğini düşünüyorum. Ayşem verdiği birçok tepkide haklı. Hele Serdar ne yaptın kuzum ya. Üzdün sevdiğin kızı.

  5. Bence Cesur ve Serdar iyi bir dersi hakediyor. Kızı iddia malzemesi yaptılar. Cesur artık eskisi kadar kızına ilgi göstermiyor varsa yoksa Aylin. Kızını ihmal etti. Serdar nasıl Ayşemin şımarıklık yaptığını düşünür ya ona ekstra ayar oldum. Bir de bırakmam ayakları falan. Kız az yapıyor size…

  6. Bence Ayşem haklı senelerce baba kız hep birlikte olmuşlar,hep birlikte zaman geçirmişler,pamuklara sarıp büyütmüş tek başına.Ayşem Anne sevgiside görmemiş sadece babası varmış. Sonra ne oluyor iki kişilik hayatlarına başkaları giriyor.Babasının hayatına başka bir kadın giriyor ve birden bütün ilgi alakası o kadına kayıyor.Cesur bütün boş zamanlarını Ayline ayırırken kızının nasıl hissedecegini kendini fazlalık gibi hissedecegini,boşluğa düşeceğini nasıl düşünmez veya anlamaz.Aylin sevdiği kadın ama evladının sevgisini geçemez.Boş vakitlerinin tamamını Ayline ayirmaktansa dengeyi kurup kızıyla da eski günlerdeki gibi zaman geçirmeliydi.Serdar ne dedi ablası bir damla gözyaşı akıttığı için ablam senin yüzünden ağladı.peki Aysemin duyguları,o kız bütün gece göz yaşı döktü.Aylinede kızmaya başlıyorum (şimdi yanlız bırak) dedikce aralarındaki yanlış anlaşılma büyüyor.Aysem üniversiteyi uzakta okusun,Cesurda evlatdan ayrı kalmak,özlemek neymiş anlasın.Normalde Cesurla Aylini seviyorum ama Aysem üzülünce uyuz oluyorum

  7. Ayşem yerden göğe kadar haklı bence. Ben de onunla beraber ağladım. Asıl Serdar şımarıklık yapıyor,iddia nedir ya,Ayşem ne kadar kırıldı kimsenin umurunda değil herkes hemen affetsin istiyor kolay mı kırılan kalbin hemen affetmesi. Çok afedersiniz ama Serdar tam bir salak,hem seviyor hem de inadına üzüyor Ayşem’i haketmesi lazım, bakalım ilerleyen günler ne gösterecek değil mi yazarım ;)))

  8. Güzel bölümdü. Ayşem haklı babasını göremiyor. Cesur da iddia konusu hala yanlış olduğunu düşünüyorum. Asaf ve Çisil ne yapacak merak ediyorum.

  9. Ayşem haklı ama sadece birazcık abartıyor Serdar ve Cesur zaten iddia olayı yüzünden haksizdi bir de Serdar bağırınca tam oldu araları iyice açıldı :/ Erhan Cisemi mi istiyor acaba 😀 Çisem Narini kızı olarak
    kabul etti 🙂 ❤️

  10. Ayşem haklı iddia konusu yaptı Serdar kızı anlamıyor Cesurda aynı şekilde
    Ayline Aysemin arasi bozulmasin

  11. Ben tama nalmıyla haklı bulmuhorum ayşemi hem yıllarca babasının birini bulup mutlu olmasını istediğini söylüyor hemde tam tersi davranış sergiliyor bu adamkaça bölünsün hem hastane hem aylin hem o kadar insanın sorumluluģu ve birde zaten bir müddet başındaki belalarla uğraştılar bence biraz daha anlayışlı olmalı çünki küçük deģil bunları anlayabilecek yaşta ayrıca serdarla nasıl bu hale geldiler anlayamıyorum sankj düşmanmıs gibi davranıyor tamam kabul haklı tarafları var fakat çok keskin net olarak kesip atıyor kişiye hatasını telafi etmesi için fırsat vermiyor bilmiyorum ben böyle düşünüyorum.Ayrıca istemede nasıl olaylar bu ters döndü anlamıs deģilim fakat servet beyi takdiŕ ettim kızlarının arkasında duran babaları tek geçiyorum her zaman emeğinize sağlık

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir