S.S. Kalpler 25. Bölüm

Merhaba arkadaşlar. Bölüm biraz kısa oldu ancak diğer bölümü kısa da olsa yarın yayınlayacağım. Umarım seversiniz. Keyifli okumalaR1

***

Genç kadın kapıyı açtığında kapısında görmeyi hiç beklemediği kadınla öfkesi içinde kabarmaya başlamıştı. Kadının ise Çisem’e aldırış ettiği yoktu. Eliyle genç kadını kenara çekerek “Çekil şöyle torunumu göreceğim,” diyen kadın Çisem’in daha çok öfkelenmesine neden olmuştu. Kadının salona girerek Çihangir’e yönelmesiyle Çisem hızla kadının önüne dikilmişti.

“Sakın oğluma dokunayım deme! Çok git evimden yoksa polisi çağırırım.”

“Torunumu görmeme engel olmazsın. O benim oğlumun çocuğu!”

“Öyle mi? O zaman oğlun gelir görür, senin hiçbir hakkın yok. Şimdi defol!” Çisem hayatında ilk kez biriyle bu şekilde konuşuyordu. Karşısında ki kadının eski kayınvalidesi olması umurunda değildi. Yaşlı olması da… Bu kadın saygıyı hak etmiyordu. Oğlunun her hatasına çanak tutan bizzat bu kadındı. Doymak bilmeyen açgözlülüğü az kalsın bir felakete neden olacaktı.

“Karımı duydunuz, lütfen bu evi terk edin!” Erhan Cesur ile yaptığı konuşmadan sonra hastanede işlerini hemen hallederek eve geçmişti. Beklemediği manzarayla karşılaştığında sakin kalmak için oldukça çaba harcamıştı. Karısı yeterince sinirliydi, kendisi de sinirlenirse ortalık toz duman olurdu.

“Birde karım diyor şuna bak! Sen ne midesiz bir adamsın, başkasının artığını alıyorsun!” diyen kadınla Çisem öne çıkmıştı. Kocasının yüzündeki ifadeden öfkelendiğini anlayan Çisem kadının Erhan’a ters bir şekilde cevap vermesine dayanamayarak kadının kolunu tutarak kapıya doğru çekiştirmeye başlamıştı.

“O zehir dilini ailemin üzerinden çek. Kocama laf edecek kişi misin sen?”

“Bırak beni, seni dava edeceğim. Torunumu alacağım.”

“Alırsın bekle, defol evimden.” Erhan ilk kez karısını bu kadar öfkeli görüyordu. Çisem’in gözü dönmüş bir şekilde kadını kapı dışarı edip yüzüne kapıyı sertçe kapatmasıyla Ayşem hanımın sesini duymuştu.

“Kızım ne oluyor? İki dakika yalnız bıraktık, bir kapı açtın ortalığı yıktın.” Ayşem Hanım kızını sakinleştirmeye çalışırken Çisem yaşlı kadını duymuyordu bile.

“Kadının dediğine bak ya, oğlu bir yandan anası bir yandan.”

“Çisem sakin ol biraz.”

“Yok bu böyle olmayacak. Bir daha buraya gelmeye cesaret etsin bakalım nasıl saçını başını yoluyorum.” Ayşem Hanım kızının sözleriyle gözlerini büyütmüştü. Kızını ilk kez böyle görüyordu ve şaşkın olması gayet doğaldı.

“Erhan şuna engel ol kendisine zarar verecek.” Erhan bir köşeye yaslanmış kollarını birbirine bağlayarak sinirle dönüp duran karısına bakıyordu. Bu yaşına kadar öğrendiği bir şey varsa o da sinirliyken bir kadına yaklaşmaması gerektiğiydi. Kız kardeşleri ona birçok tecrübe kazandırmıştı. Çisem yerinde durarak kendisine dikkatle bakan kocasına dönmüştü.

“Sen neden susuyorsun?”

“Sinirinin geçmesini bekliyorum karıcım!”

“Duydun ne dediğini dimi? Bana artık…” Erhan karısının sözlerine devam etmesine izin vermeyerek yerinde doğrularak Çisem’e doğru ilerledi. Genç kadın önüne gelen saçları öfkeyle geriye atarak iyice kendisine yaklaşan kocasına bakmıştı. Ayşem Hanım karı kocayı yalnız bırakmak için oradan ayrılırken derin bir nefes almıştı. Erhan genç kadını kollarının arasına çekerek sıkıca sarılmıştı. Sakinleşmesi için sırtını sıvazlarken Çisem rahatladığını hissediyordu.

“Sen o kadının dediğine ne bakıyorsun, sen benim çocuklarımın annesisin. Kendini sakın o kadının sözleriyle aynı kefeye koyma.”

“Elbette koymuyorum ama sana midesiz dedi ya… Sen benimleyken rahatsız mı oluyorsun?” Erhan kadının sözleriyle şaşırarak geri çekilmişti.

“Saçmalama Çisem, ne söylediğinin farkında mısın?” Erhan kaşlarını çatarak karısına bakmıştı. Çisem sözlerinin saçmalığını anladığında geri çekilerek iki eliyle saçlarını geriye atmıştı.

“Kadın iki dakikada tüm ayarlarımla oynadı, şuraya bak kendimde kusur aramaya başladım.” Erhan karısının sözlerine gülerken Çisem başını iki yana sallayıp yorulmuş gibi kendini kanepeye atıştı. Erhan ona hayranlıkla bakarken karısının yanına oturup iki elini avucunun arasına almıştı.

“Akşama Urfa’ya dönelim mi?” Çisem kocasının sorusuna hızla cevap vermişti.

“Gidelim, burası beni boğuyor artık.” Erhan derin bir iç çekerek karısını kolunun altına çekerek gülmüştü.

“İçinden bir canavar çıktı Hanım ağam, kadının gözleri korkudan yuvalarından fırladı.” Çisem adamın kokusuyla rahatlarken omzunu silkerek cevap vermişti.

“Sana da prova oldu, ayağını denk alırsın ağam!” Erhan gülerek kollarını daha da sıkmıştı. Çisem kendine hakim olamayıp kıkırdarken Erhan iç çekerek “Hadi hazırlan sen bende biletleri halledeyim,” dedi. İkili yerinden kalkarken Erhan çalışma odasına, Çisem de kaldıkları odaya geçmişti.

***

Genç adam yoğun bakımdan çıkan karısını görünce rahatlayarak ona bakmıştı. Evin’i iki gözü iki çeşme beklerken gayet sakin bir şekilde görünce derin bir nefes almıştı.

“Evin, nasılsın?” Evin kocasının sorusuyla sakinliğinden çıkarak hıçkırarak ağlamaya başlamıştı.

“Oğlum savunmasız bir şekilde öylece yatıyor Gürsel, oğlumun canı çok yanıyor.” Genç adam karısına sarılırken “İyi olacak, sen sakin ol oğlumuz çok iyi olacak,” dedi. Karısını kantine doğru ilerleterek bir şeyler yemesi için ikna etmişti. İkili Araf’ın durumunu konuşurken yanlarına kısa süreliğine Çisil gelmiş sonra da seansı olduğu için yanlarından ayrılmıştı. Yarım saat sonraysa yanlarına Asaf gelmişti.

“Nasılsınız gençler, hastamız iyi durumda bildiğim kadarıyla.” Asaf yanlarına oturarak ekindeki çayı masaya bırakmıştı. Evin Asaf’a gülümseyerek bakarken Gürsel kaşlarını çatarak cevap vermişti.

“Abi siz ne zaman memlekete gideceksiniz?” Asaf kardeşinin sözleriyle duraksamıştı.

“Urfa nereden çıktı şimdi?” genç adam kaşlarını çatarken Gürsel devam etmişti.

“Bakma bana öyle abi, yakın bir zamanda Çisil yengemi de alıp konağa gitmen gerek. Kendini göstermelisin artık. Ayrıca duyduğuma göre babaannemler yine boş durmuyormuş. Eğer karını aşirete tanıtmazsan Çisil bizimkilerin hedefinde olacak. Bilmem anlatabildim mi?” Evin kocasına hak vererek başını sallamıştı.

“Biliyorsun abi, Gürsel haklı. Çisil ablayı alıp Urfa’da boy göstermen gerek. Karını tanımalarını sağlamalısın yoksa babaannem sizi ayırmak için her şeyi yapacaktır. Biliyorsun Dicle’yi sizlerden biriyle evlendirmekle kafayı bozmuş durumdalar.” Evin mahcup bir şekilde bakışlarını kaçırırken konuşmasını sonlandırmıştı. Asaf ikiliye hak verirken parmaklarını masanın üzerine tıklatarak düşünmeye başlamıştı.

“Çisil ile konuşayım, müsait bir zamanda gideriz.” Dedi genç adam. Evin üzgün bir şekilde başını eğdiği için Asaf uzanarak genç kadının elini sıkmıştı.

“Sen neden başını eğiyorsun kardeşim, sen sakın başını eğme. Biz babaannemleri bilmiyor muyuz ki üzerine alınıyorsun.” Evin yanağından aşağıya akıttığı yaşla başını kaldırmıştı.

“Ben sizin hakkınızı nasıl ödeyeceğim bilmiyorum abi, beni kardeşlerinizden ayırmadınız. Kendi kardeşimin yapmadığı kardeşliği yaptınız.” Gürsel karısının ağlamasına dayanamayarak kolunu omzuna atıp şakağını öpmüştü.

“Ağlama Evin,” diyen adamın içi gidiyordu.

“Bizim hiçbir hakkımız yok Evin, sen ne yaptıysak hepsini hak ediyorsun. Eğer bir karşılık vereceksen çok mutlu olun bu bize yeter.”

“Allah razı olsun abi, senden de…” diyerek Gürsel’e dönmüştü. “Senden de…” dediğinde Gürsel kaşlarını çattı.

“Cümlemizden razı olsun Allah Evin. Ama bu hallerin hiç hoşuma gitmiyor. Bir daha kimseye ezilip büzülmeni istemiyorum. Hak etmediğin hiçbir davranışı görmüyorsun bizden. Sen benim karımsın Evin, Allah nasip ederse bir ömür birlikte olacağız.”

“Gürsel haklı…” Asaf imayla gülerek gözünü kırpmıştı. “Hem bizim oğlan sevdiceğine kavuşmuş bırakır mı kolay?” derken Evin utançla kızarırken Gürsel ters bir şekilde abisine bakmıştı.

“Sen karının yanına gitsene, en son yengemin çok yakışıklı bir hastası vardı.” Asaf antenleri dikilmiş gibi hızla yerinde doğrulmuştu.

“Ne yakışıklısı, ayarlarımla mı oynamak istiyorsun oğlum?” diye çıkışan adama karı koca gülmüştü.

“Çisil yengemle dura dura ona benzedin. Ne bu kıskançlık, adı üzerinde hasta.”

“Başlarım hastasına,” diyerek oturduğu yerden hızla kalkarak koşar adım oradan uzaklaşmıştı. İkili onun arkasından gülerken Evin kocasına dönerek “Keşke söylemeseydin, şimdi Çisil ablanın başının etini yiyecek,” dedi.

“Boş versene, Çisil onun hakkından gelir.” Önündeki çayın soğumasıyla yeniden çay almak için büfeye doğru ilerledi Gürsel. Adam çayını tazelerken bakışlarını biran olsun karısının üzerinden çekmiyordu. Bir süre daha kantinde oturduktan sonra Evin kocasına bakarak “Sen ne zamandır pansuman yaptırmadın, hazır boş dururken koluna baktıralım,” dedi.

“Gerek yok hayatım ben iyiyim.”

“Gürsel bir de seni düşünmeyeyim. O koluna bakılacak.” Evin’in taviz vermez tavrı Gürsel’i gülümsetmişti.

“Emrin olur karıcım, çayımızı içelim sonra pansuman yaptırırız.”

“Saçmalama Asaf, sen ne yaptığını sanıyorsun?” Çisil ve Asaf atışarak kantine girdiğinde Evin ve Gürsel onlara dönmüştü. Çisil’in oldukça sinirli olduğunu gören Gürsel hemen karısını kaldırarak konuşmuştu.

“Bizi görmeden buradan gitsek iyi olur, yoksa kabak bizim başımıza patlayacak.” İkili hızla kantinden çıkarken Gürsel’in pansumanı için acil bölümüne gitmişti.

***

“Kızıma acele olmadı mı birkaç gün daha kalsaydınız?” Ayşem Hanım bavulunu düzenleyen Çisem’e sorarken genç kadın annesine buruk bir şekilde bakmıştı.

“Burada hiç rahat değilim anne, bu gün annesi geldi yarın Soner’in gelmeyeceği ne malum?” dediğinde Ayşem Hanım kaşlarını çatmıştı.

“Kötü de olsa Cihangir onun oğlu Çisem, baba ile oğulun arasına giremezsin.”

“İkisinin arasına girmiyorum anne, ne zamanki Soner’den emin olurum o zaman oğlunu görebilir. Ayrıca hapiste olması gerekirken dışarıda olması beni çok rahatsız ediyor. İnan cezasını çekip çıksaydı bu kadar rahatsız etmezdi.”

“Seni anlıyorum kızım ama dediklerimi de elbette düşün. Böyle olmaz, korkuyla yaşanmaz. Ortak bir karar almanız lazım.” Çisem başını salladıktan sonra son parçayı da valize koyarak fermuarını kapatmıştı.

“Akşama çıkacağız anne, yapacak bir şey yok. Hem konağı da fazla boş bırakmaya gelmiyor.”

“Sen bilirsin kızım, baban gelince sizi havaalanına bırakır.” Çisem annesine sarılarak konusunu içine çekmişti.

“Sende bizimle gelsen keşke.” Genç kadının sesi kırık çıkarken Ayşem Hanım sevgiyle kızına sarılmıştı.

“Bunu yapamam hayatım, ilerde elbette yanına geleceğim. Ama böyle bir zamanda buradakileri boş bırakamam.”

“Seni anlıyorum anne, benimki sadece bir istek.” Çisem geri çekilerek annesinin avucunun içini öpmüştü.

“Çisem, Erhan’la aranız iyi değil mi? İkiniz arasında değişen şeyler var görebiliyorum,” diyen kadınla Çisem kızarmıştı. Kaç yaşına gelmişti ancak annesiyle bu konuları konuşurken utanıyordu.

“Çok şükür anne, çok şükür iyiyiz.” Yaşlı kadın kızının ekinin üzerini okşarken iç çekerek genç kadının gözlerinin içine odaklanmıştı.

“Sen harika bir annesin kızım. Seninle gurur duyuyorum kızım.” Çisem duygusallaşarak annesine yeniden sarılmıştı.

“Teşekkür ederim anne, seni çok seviyorum.” Evin üyeleri geldiğinde Çisem onlarla veda ederek arabaya doğru ilerlemeye başlamıştı. Tedirgin bir şekilde etrafına bakınırken görünürde kimse olmaması onu rahatlatmıştı. Karı koca çocuklarıyla arabaya binerek yola koyulurken Erhan sessizce dışarıyı izleyen karısına bakmıştı.

“Ne düşünüyorsun?”

“Annemin söylediklerini.” Çisem duraksamadan kocasına cevap verirken Erhan tek kaşını kaldırarak ona bakmıştı.

“Annem ne söyledi ki?”

“Eve gidince konuşuruz.” Çisem sessizliğe gömülürken Erhan telefonuyla ilgilenmeye başlamıştı. Genç adam da sessizleşmişti. Araba havaalanına giriş yaparken genç adam arabadan inerek hemen Cihangir’i kucağına almıştı. Narin ise Çisem’in elini biran olsun bırakmıyordu.

“Çisem?” genç kadın duyduğu sesle kaskatı kesilirken Erhan kaşlarını çatarak sesin sahibine bakmıştı. Erhan dişlerini sıkarken Çisem soğukkanlılıkla kendisine doğru yaklaşan adama bakıyordu.

“Nereye gidiyorsun Çisem, oğlumu nereye kaçırıyorsun yeniden?” Çisem elleri titrer bir şekilde iki yanında dururken eski kocasının yeni kocasının kucağında ki oğluna doğru hareket ettiğini görünce hızla önüne geçmişti.

“Oğlumdan uzak dur Soner, yoksa olacaklara karışmam!

***

Çaya başladık arkadaşlar ve inanın çok yorgunum. Bu yüzden hatalar varsa affola!

24. BÖLÜM <<<<<<<———->>>>>>> 26. BÖLÜM

31301cookie-checkS.S. Kalpler 25. Bölüm

10 yorum

  1. Soner gibi nir adamın çocuğunu düsündüğünü hiç sanmıyorum keşke yaptıklarından pişman olsaydı ve birşeyleri düzeltmeye calışsaydı o zaman hak verebilirdim çocuğunü görmek istemesine bencede görmeyi hakketmiyor .Cihangir babasını buldu bence büyüdüğünde annesini anlayacaktır eminim.Güzel bir bölümdü emeğinize sağlık.

  2. Ay Arafi göremedik yine tüh 🙁 Soner cihangiri görmek istemiyor ve haketmiyor da inanmıyorum ben onun oğlunu düşündüğünü 😡 şundan kurtulup gidelim biran önce diyeceğim ama gittiğimiz yerde de 3 kişi var 😀 dnndsnndns

  3. Başta kolay gelsin sana harika bir bölüm dü emeğine yüreğine sağlık yazarcığım soner pisliği yok olsa bir

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir