Keyifli okumalar arkadaşlar!
***
Genç kadın öfkeyle karşısında ki adama bakarken Erhan karısının eski kocasını dikkatle inceliyordu. Neden yaptığını bilmiyordu ama adamı inceledikçe ondan nefret etmeye başlamıştı. Sadece görüntüsü bile genç adamı sinirlendirmeye yetmişti. Kabul etmeliydi ki karşısında ki adam oldukça dikkat çekici bir görünüme sahipti. Dişlerini sıkarken Soner’in koyu renk gözleri Erhan’ın gözlerine ulaşmıştı.
“Oğlumun bu adamın kucağında ne işi var?” Soner öfkeyle tıslarken Çisem alaycı bir şekilde gülümseyerek cevap vermişti. Nitekim Erhan zorunlu olmadıkça aralarına girmek istememişti. Çisem’in bu konuyu halledebileceğine inanıyordu.
“Nerede olması gerekiyordu Soner, senin kanlı kollarında mı? Erhan benim kocam, ve oğlumda kocamın kucağında.” Soner kadının sözlerine sinirlenerek öne çıkarken Erhan hemen arkada duran korumalardan birine baş işareti yapınca adamlar Erhan’ın yanına bitmişti. Genç adam kucağında ki oğlanı adamlarından birine verirken korkmuş olan kızını da diğer adamına uzatarak karısını arkasına çekmişti.
“Yavaş gel Soner Efendi, karıma yaklaşayım deme!” Erhan’ı sesi o kadar sert çıkmıştı ki Çisem bir an yutkunma ihtiyacı hissetti.
“Bu mesele seni ilgilendirmez, Çisem ve benim aramda.”
“Karımla senin aranda hiçbir şey olamaz. Şimdi bas git elimde kalma!” Erhan bir adım öne çıkarken Çisem kocasının kolunu tutarak onu durdurmuştu.
“Değmez, yapma!”
“Bu hesap kapanmadı Çisem, oğlumu benden saklayamazsın. O benim kanımı taşıyor.”
“Oğlun aklına şimdi mi geldi? Oğlunu bu kadar düşünüyordun madem o suçları işlemeyecektin.” Soner dişlerini sıkarken Erhan karısının beline kolunu dolayarak ateş saçan gözlerini Soner’e dikmişti.
“Karımdan uzak dur Soner, bu seni ilk ve son uyarım. Ayrıca zamanı geldiğinde Cihangir gerçek babasının kim olacağını öğrenecek.” Erhan son sözlerini tükürür gibi söylerken Soner’in tehdit içeren sözlerinin altında güvenlik kapısına doğru ilerlemişlerdi. Erhan adamın sesini her duyduğunda geri dönüp saldırmamak için kendini zor tutuyordu.
“Erhan?”
“Eve gidince konuşuruz, şimdi olmaz!” genç adam daha önce hissetmediği bir kıskançlıkla karısının kalbini kırmak istemiyordu. Çisem ve Soner’i yan yana düşünmek bile sinirlerinin tepesine çıkmasına yetiyordu.
“Biraz yavaş mı yürüsen sana yetişemiyorum,” dedi genç kadın. Erhan derin bir nefes alarak karısının yan profiline dönmüştü. Çisem’in ne kadar gergin olduğunu görünce sakinleşmek için elinden geleni yapmaya çalışmıştı. Genç kadının belindeki elini çekerek boştaki elini sıkıca kavramıştı. Çisem Erhan’ın hareketiyle kısa bir an birleşen ellerine bakarken Erhan’ın elini saha sıkı tutması genç kadının hafif gülümsemesine neden olmuştu. Başını öne eğerek yürümesine devam ederken güvenlikten geçerek uçağa doğru ilerlemeye başlamışlardı. Çocukları önceden gönderdiği için rahat bir şekilde uçağa binerek yerlerine oturmuşlardı. Onların oturmasıyla adamlar iki çocuğu yanlarına getirerek uzaklaşmıştı.
“Anne o amca kimdi?”
“Önemli biri değildi hayatım. Hadi gel oturalım,” Çisem lafı geçiştirirken Erhan Cihangir’i kucağına alarak çocuk kemerini takmıştı. Cihangir adama yüzünü dönerek gülümserken Erhan’ın içi gitmişti.
“Oğlum, sen babaya mı gülüyorsun?” Erhan’ın sesindeki sevgiyi Çisem içine kadar hissetmişti. Gözleri ikiliye kayarken Erhan’ın oğlunu incitmeden öpmeye çalıştığını görünce gülümsemeden edemedi.
“Sakallarım batıyor, kessem iyi olacak canı acıyor.”
“Buna gerek yok,” Çisem’in ani çıkışıyla genç adam karısına dönmüştü.
“Anlamadım?” Çisem kendi çıkışına şaşırsa da geri adım atmamıştı. Erhan’ın sakallarını kesme düşüncesi hoşuna gitmemişti.
“Anlaşılmayacak bir şey yok Erhan, sakallarını kesmene gerek yok dedim!” dediğinde genç adam tek kaşını kaldırarak karısına bakmıştı.
“Neden? Cihangir’i bu şekilde öpemiyorum. Canı yanacak,” dediğinde Çisem omzunu silkerek oğluna elini uzatıp küçük elini kavramıştı.
“Cihangir’in sakallarından rahatsız olduğunu sanmıyorum, aksine sevdiğine eminim,” dediğinde Erhan şaşkınlıkla karısına baktı.
“Çisem sen iyi misin?” Erhan ciddi bir şekilde sorarken genç kadın gözlerini devirerek cevap vermişti.
“Neden ısrar ediyorsun, kesme dediysem kesme!” uçağın kalkacağına dair anons yapılırken konuşma sona ermişti. Erhan düşünceli bir şekilde karısına kaçamak bakışlar atarken Çisem yanında oturan küçük kızla ilgileniyordu. Hostesin yanlarına gelmesi ve ihtiyaçlarını sormasıyla çocuklar için yiyecek bir şeyler isteyen kadın arada kocasına baksa da onun bakışlarını yakalayınca hemen gözlerini kaçırıyordu.
Yaklaşık bir buçuk saat sonra uçak havaalanına inerken çift oldukça sessiz ve senkronize hareket ediyordu. Havaalanının çıkışında onları bekleyen arabaya bindiklerinde de konuşmamışlardı. Erhan bu kes uyuyan kızını kucağına almış, Cihangir’i annesine bırakmıştı. Uzun süren yolculuktan sonra konağa vardıklarında Sevim Hanım onları mutlulukla karşılamıştı. Çisem yaşlı kadına sarılırken konağın üst balkonundan kendilerine hasetle bakan babaanne ve yengeyi görmüştü.
“Nasılsın kızım, nasıl geçti yolculuk?”
“Biz iyiyiz anne ama burası aynı gibi görünüyor,” diyen kadının neden bahsettiğini balkonda gördüğü iki kişiyle anlamıştı.
“Öyle kızım, burada değişen bir şey yok.” Hikmet Bey genç çifti merdiven başında karşılarken önce Erhan sonra da Çisem adamın elini öperek selam vermişti. Hikmet Bey torunlarına sevgiye bakarken Çisem’e dönerek “Babanlar nasıl kızım, her şey yolunda mı?” diye sordu.
“Çok şükür baba, herkes iyi.”
“Çok sevindim kızım, hadi siz odanıza çıkıp dinlenin akşama yemekte görüşürüz.” İkili çocuklarıyla kendi özel dairelerine geçerken genç kadın gerçekten yorulduğunu hissetmişti.
“Ben çocukların üzerini değiştiririm sen istersen kısa bir duş al. Çok yorgun görünüyorsun.” Çisem itiraz etmeden başını sallarken kıyafet odasına girerek giyeceklerini alıp banyoya yönelmişti. Erhan karısının arkasından iç çekerek bakarken aklına gelen kişiyle kaşları anında çatılmıştı. İçini kavuran kıskaçlıkla ne yapacağını şaşıran genç adam hızlı adımlarla banyonun kapısına kadar gidip tam kapıyı çalacakken duraksamıştı.
“Ne yapıyorsun Erhan?” kendi kendine kızarken banyonun kapısının açılmasıyla genç adam geriye çekilmişti.
“Ne oldu, çocuklar mı durmadı?”
“Ne?” Erhan anlamayarak karısına bakarken Çisem gözlerini kısarak sormuştu.
“Neden kapının önünde duruyorsun? Bir şey mi diyeceksin?” Erhan karısının meraklı bakışları karşısında dayanamayarak konuşmuştu.
“Şu Soner’de senin numaran yok değil mi? Aramaz seni?” Çisem gelen soruyla duraksarken Erhan’ın ciddi olduğunu anladığında gözlerini kısarak ona bakmaya devam etmişti. Erhan gelmeyen cevapla dayanamayarak “Cevap vermedin, bu adamda senin telefonun yok değil mi? Numaranı değiştirmiştin değil mi?” Çisem adamın hiç bozulmayan ciddi ifadesi karşısında gülmeden edememişti.
“Neden bu kadar çok takıldın?”
“Nasıl takılmayayım, adam benim yanımda seni tehdit etti.” Çisem kocasının sözlerine gülerek başını sallamıştı.
“Merak etme boş tehditlerdi, bana bir şey yapmaya cesaret edemez. Hem biliyorsun aşiret Hanım ağasıyım ben,” dediğinde Erhan farkında olmadan gülümsemişti. Karısına yaklaşarak yakından gözlerine odaklanmıştı.
“Benim karıma benden daha yakın olmaya çalışanların canını yakarım Çisem, aklında bulunsun. O adam Cihangir için bile olsa seni arayamaz. Arayacaksa beni arasın!” dediğinde Çisem neredeyse gülecekti. Erhan’ın içinden çıkan maço erkek tavırları nedense genç kadını güldürmüştü.
“Bilmesem kıskandığını söyleyeceğim. Ama kıskançlık kim Erhan ağa kim!” Çisem adamın damarına basarken Erhan kaşlarını çatarak karısıyla burun buruna gelmişti.
“Ben Erhan ağa, karısını kıskanamaz mı?” Çisem gelen soruyla yutkunurken hipnoz olmuş gibi kocasının gözlerine odaklanmıştı.
“Bilmem, kıskanır mı?”
“Bilmem sen düşün!” Erhan geri çekilerek odaya dönerken Çisem aklı karışmış bir şekilde kocasının arkasından bakmıştı.
***
“Buraya bakın biri bize kahve getirsin!” Nedret Hanım bastonunu yere vurarak bağırmıştı.
“Neden bağırıyorsun anne, ben hemen söylerim kahveleri.” Hesna Hanım söylenerek byük salondan çıkarken Sevim Hanım salona giriş yapmıştı.
“Hah geldin mi? Şu çalışanlara çok yüz veriyorsun. Bir kahve istemek için bağırıp duruyoruz.”
“Bağırmana gerek yok anne, bak şurada mutfaktakileri çağırmak için zil var. Onu çalsan hemen yanına biri gelir.” Yaşlı kadın Sevim hanıma ters bir şekilde bakarken Sevim Hanım ona aldırış etmemişti. Yıllardır hayatını burnundan getiren kadına artık tahammül edemiyordu. Kendisi ege kızı olmasına rağmen Güneydoğuya gelin gelmişti. Kocasını seviyordu bir gün bile onunla evlendiği için pişman olmamıştı. Evliliği hayal ettiği gibi olmamıştı belki ama bir kez daha evlense yeniden Hikmet’i seçeceğini biliyordu. Yaşadığı tüm zorluğa rağmen geçte gelse kocasının tek bir bakışı kadının içinin rahatlamasına yetiyordu. O bakışlarda gördüğü sevgiyi ailesi de dahil kimsede görmemişti.
“Hey sana diyorum nere daldın öyle. Kocan çağırıyor seni!” Hesna hanımın araya girmesiyle Sevim Hanım kendine gelmişti.
“Ne dedin anlamadım?”
“Hikmet ağa seni arıyordu, bir bak istersen.” Sevim Hanım hemen salondan çıkarak kocasına bakmak için adımlarını hızlandırırken Hesna arkasından fesat bakışlar atıyordu.
“Bunlarda atmışından sonra aşka geldi!”
“Ne dedin Hesna?” Nedret Hanım kendi kendine söylenen gelinine sorarken kadın elindeki kahveleri masaya bırakarak yaşlı kadının karşısına oturmuştu.
“Abimle Sevim diyorum, bu aralar pek bir düşkün birbirine. Adam ölümlerden döndü kıymetli oldu tabi,” diyen Hesna’ya yaşlı kadın gözlerini devirerek bakmıştı.
“Sen ya körsün ya da görmek istemedin Hesna, onlar her zaman birbirine düşkündü. Sen bakma Hikmet aşiretin başındayken işlerden vakit ayırmıyordu Sevim’e. İşleri oğluna devredince onlara da zaman doğdu.” Hesna kıskançlıkla kayınvalidesini dinlerken salonun penceresinden avluda oturan karı kocaya gözlerini dikmişti.
“Şunlara bak, bu yaştan sonra göze sokar gibi diz dizeler.”
“Sende bakma Hesna, bizim yapacak başka işlerimiz var. Neriman ne oldu? Niye uğramıyor?” Hesna kadının sorusuyla ona dönmüştü.
“Anne gelin Hanım onu kovdu ya! O daha gelmez buraya, dışarıdan halledecek işleri!”
“Ben anlamam, Erhan’ın tek çocuğunun anne Neriman, söyle gelsin konağa kızıyla ilgilensin!”
“Anne Erhan’ı sinirlendirmek mi istiyorsun, bizi konaktan atar. Yapmadığı şey değil biliyorsun son anda Hikmet ağam araya girdi de konakta kalabildik.”
“Sen karışma dediğimi yap, o ikisinin huzurlu tek bir gün bile geçirmesini istemiyorum. Neriman bu konağa girecek!” yaşlı kadın kesin bir şekilde konuşurken Hesna ne söyleyeceğini bilememişti.
“Ben haber ederim anne gelir mi bilmem!” Hesna salondan çıkarken yaşlı kadın kendince planlar yapıyordu. Takip edildiklerinin farkında olmadan planlarını uygulamaya çalışırken ilerde olabilecekleri bilmiyorlardı.
***
“Erhan oğlum gelsene!” Hikmet Bey oğlunu yanına çağırırken genç adam oldukça bitkindi.
“Nasılsın baba, bir sıkıntı çıktı mı?” yaşlı adam dikkatle oğluna bakarken soluklanarak konuşmuştu.
“Ben iyiyim ancak sen pek iyi görünmüyorsun? Ne bu halin bir şey mi oldu?”
“Halledemeyecek bir konu değil baba, boş ver!”
“Olur mu öyle şey oğlum ne demek boş ver. Anlat bakalım canını sıkan şeyi!” Sevim Hanım baba oğlu yalnız bırakarak Çisem’in yanına gitmek için oradan ayrılmıştı.
“Çisem’in eski kocası hapisten çıktı. Ankara’da onu gördük saçma sapan konuştu canım sıkıldı.”
“Buna mı canın sıkıldı?”
“Ne yapayım baba, karımın eski kocası karşıma çıkıp saçmaladı!”
“Senin de eski karın karının karşısına çıktı unuttun mu? Çisem senin gibi tepki vermedi! Kıza kötü bir şey söylemedin değil mi? Gelinimin kalbini kırmayasın sakın!”
“Yok baba ne söyleyeceğim. Kendi kendime sinirlendim işte.” Erhan hala Soner ile karşılaşmalarını atlatabilmiş değildi. Merak edip Soner’i araştırmadığı için karşısına çıkan adamla afallamıştı resmen. Çisem’in neden onu sevip evlendiğini anlamakta güçlük çekmemişti. Soner birçok kadının yakışıklı bulabileceği bir adamdı.
“Anladım ben seni, Erhan ağa karısını kıskanmış.” Hikmet Bey oğluyla şakalaşırken Erhan derin bir iç çekerek başını avuçlarının arasına almıştı.
“Eğer bu hissettiğim kıskançlıksa sevmedim bu duyguyu. Hiçbir şey yokken adamın gırtlağını sıkmak istedim baba. Çisem’e değen gözlerini oymak istedim,” dediğinde Hikmet Bey gür bir kahkaha atmıştı.
“Hayırlı olsun oğlum,” diyen adama Erhan anlamaz bir şekilde bakarken Hikmet Bey oğluna gülerek bakıyordu.
“Neye hayırlı oluyor baba?”
“Erhan ağa karısına tutulmuşta ondan.” Erhan babasının sözleriyle yutkunurken gözleri merdivenlerden aşağıya annesiyle gülüşerek inen karısına takılmıştı. Genç kadının gülüşü etrafına ışık saçarken Erhan ne yağacağını şaşırmıştı. O an nefesinin tuttuğunun bile farkında değildi. Babasının dizine pat patlamasıyla kendisine gelen genç adam yutkunarak babasına baktı.
“Ayvayı yedim değil mi baba?” Erhan’ın sorusuyla yaşlı adam kahkaha atarken iki kadının dikkatini çekmişti. Çisem ikilinin yanına gelerek gülümsedi.
“Keyfiniz daim olsun babacım, sizi bu kadar keyifli yapan nedir?” Erhan karısının sorusuyla panikleyerek hemen yerinden kalkıp karısının yanına bitmişti.
“Hadi dışarı çıkıp biraz dolaşalım. Kasabalıların bir derdi var mı öğrenelim.”
“Ama çocuklar?”
“Ben çocuklara bakarım siz çıkın kızım. Hem kasabalıya görünmeniz lazım. Ağalarının her zaman yanlarında olduğunu bilmeliler.” Çisem itiraz edemeden Erhan büyüklerinin olduğunu unutarak karısının elini sıkıca tutup kapıya yönlendirmişti.
“Erhan ne yapıyorsun?”
“Acele edelim ki biraz fazla dolaşırız. Akşam yemeğine yetişiriz.” Çisem elindeki tabağı salonda ki dolabın üzerine bırakan kocasının peşine takılmıştı. Zaten yapacak başka bir şeyi de yoktu. Erhan elini sıkıca tutmuş bırakmıyordu.
“Bak şurada bizimkilerle top oynardım. Şimdi daha bakımlı tabi, bizim zamanımızda taş topraktı.” Çisem kocasının gösterdiği yere bakarken birkaç çocuğun top oynadığını görünce gülümsedi.
“İlerde Cihangir’de burada oynar belki.” Çisem’in sözlerine Erhan başını sallamıştı.
“İsterse elbette oynar, o zamana kadar bizimle idare edecek küçük Bey.”
“Erhan, bu gün olanlar için üzgünüm. Soner’in karşımıza çıkmasını beklemiyordum. Bu kadarına cesaret edemez sanıyordum.”
“Bu konuyu unutalım Çisem, bu sabahki karşılaşmayı unutuyoruz.”
“Erhan görmezden gelerek sorunları çözemeyiz. Ne yapacağımızı konuşmamız lazım. Soner’i biraz olsun tanıdıysam yeniden karşımıza çıkacak. O zaman hazırlıklı olmak istiyorum.”
“Çisem lütfen bu gün bu konuyu konuşmayalım. Hadi biraz dolaşalım.” Çisem sıkıntıyla iç çekerken başını sallayarak “Nasıl istersen öyle olsun,” dedi. İkili yan ya yürürken oldukça sessizdi. Birkaç dakika yürüdükten sonra kendilerine doğru koşturarak gelen adamla Erhan farkında olmadan Çisem’in önüne geçmişti.
“Ağam yetiş kurbanın olayım yardım et.” Çisem adamın nefes nefese yanlarına durmasına odaklanamadan birden konuşmaya çalışması dikkatini çekmişti.
“Ne oldu?” Erhan sakin bir şekilde sorarken adam nefesini düzenleyerek devam etmişti.
“Kızımı kaçırdılar, yardım et ağam. Senden başka çalacak kapım yok.” Erhan aldığı haberle kaşlarını çatarken Çisem bir töre vakası yaşamamak için dua etmeye başlamıştı.
“Kim kaçırdı biliyor musun?”
“Mehmet ağanın oğlu kaçırmıştır ağam. Ben ne ederim imdi?” adam perişan bir halde sorarken Erhan’ın kaşları iyice çatılmıştı. Karşısındaki adamın durumu pek iyi değildi. Kasabadaki sayılı fakirlerdendi. Kızını bir ağanın oğlunun kaçırmasına anlam verememişti.
“Emin misin? Bir yanlışın olmasın. Ağa adam neden kızını kaçırsın, senden istediler de vermedin mi?” adam başını öne eğerek ağladı ağlayacak bir şekilde duruyordu.
“Ağam Mehmet ağa bir marabanın kızını ister mi hiç. Kızımı oğluna yakıştırmazdı. Kızım vazgeçmişti bu işten ama ağa oğlu kabul etmedi. Kızım narindir ağam yardım edin solmasın.” Erhan başını sallayarak sessizce onları dinleyen karısına dönmüştü.
“Ne yapmayı planlıyorsun Erhan? Bu işi nasıl halledeceksin?”
“Hele bir kaçakları bulalım sonrasını düşünürüz.”
“Onlara töre hükmü uygulamayacaksın değil mi? anladığım kadarıyla kız da adamı seviyor. Neden aralarını yapmıyorsun?”
“Ortada belli bir şey yok Çisem, hadi gidelim.”
“Nereye?”
“Mehmet ağaya bakalım o ne diyor bu duruma?” Çisem gergin bir şekilde adama bakarken kızın babası da bir umut Erhan’ın gözünün içine bakıyordu.
“Kızım ne olacak ağam, ben onun saçının teline zarar gelsin istemem.” Çisem adamın sözlerinden etkilenirken Erhan da sevinmişti. En azından kızı hakkında kötü düşünen bir baba değildi. Hep birlikte yola çıktıklarında oldukça gergin bir ortam vardı. Elbet sorunu çözeceklerdi ancak kaza çıkmadan halletmeleri gerekiyordu.
“Erhan ben gelmeseydim keşke, çocuklar evde yalnız.”
“Alışman gerekiyor Hanım ağam yer geldiğinde bu sorunlarla sen uğraşacaksın.”
“Anlamadım?”
“Anlaşılmayacak bir şey yok Çisem, Hanım ağa olarak kasabalının sıkıntılarını gidermek benim olduğum kadar senin de görevin. Bu senin için bir deneyim olacak. Hem senin şu kanun bilginden faydalanacağız bu gün.” Çisem kocasının sözlerini sessizce dinlerken başını arabanın penceresinden dışarıya çevirerek geride kalan yolu izlemeye başlamıştı.
“Ne diyelim, bunu ben istedim.”
“Pişman mısınız Hanım ağam?” Erhan soruyu sorarken gülümsese de aslında cevabı oldukça gergin bir şekilde bekliyordu.
“Bilmem pişman olmam gerekiyor mu?” Çisem kocasına dikkatle bakarken onun gerildiğini ifadesinden anlayabiliyordu.
“Olma karıcım, senin pişmanlığını kaldırabilecek yürek yok bende!” Erhan kendi kendine söylenirken Çisem onu duysa da yine de sorumuştu.
“Bir şey mi söyledin ağam?”
“Yok Hanım ağam, söylemedim.” Erhan geri adım atarken Çisem dayanamayarak cevap vermişti.
“Şuana kadar birçok şeyden pişman oldum ama seninle evlendiğime asla pişman olmadım. Umarım olmam da!”
“Olmaman için elimden geleni yapacağım karıcım.”
“Merakla bekliyorum kocacım.” İkili birbirine dikkatle bakarken arabanın yalpalaması ile Erhan hızla önüne dönmüştü. İçi ferahlamıştı ama tedbiri elden bırakmaya da niyeti yoktu. Karısına aşık olmuştu ve onu da kendisine aşık etmek için elinden geleni yapacaktı.
****
Arkadaşlar son zamanlarda baş ağrılarım yeniden nüksetti. bilgisayar ekranına pek bakamıyorum. Doktor da ağrı kesici vermekten başka bir şey yapmıyor. Bölümleri yazarken inanın ağrıdan gözümden yaş geldi. Bekletmemek için elimden geleni yapıyorum. Sizlerden de yorum bekliyorum. Yorumlarınız hikayenin gidişatını belirleyecek. Duruma göre erken final bile yapabilirim.
25. BÖLÜM <<<<<<<———–>>>>>>>> 27. BÖLÜM
[…] 24. BÖLÜM <<<<<<<———->>>>>>> 26. BÖLÜM […]
Erhan ve Çisem aşklarım resmen ikiside birbirlerine çaktırmamaya çalışarak hislerini belli ediyorlar çok tatlılar. Ayrıca Neriman bu konağa gelirse konak yerinden oynacak bence
Çok güzel bir bölümdü emeğinize sağlık. Ayrıca geçmiş olsun
Ay bide ne güzel diyor ama ayvayı yedim mi diye
Güzel bir bölümdü emeğine sağlık yazarcığım
Allah şifa versin
Geçmiş olsun hikayeyi severek okuyorum yüreğime sağlık güzel gidiyor
Bencede çok güzel bölüm hemen final olmasın erhan’la çişem’in ilişkilerinin devam etmedi ve evdekileri hizaya getirdiklerini ve babannenin tek kalışını görmek isterim.Emeğine sağlık
Geçmiş olsun her zaman ki gibi muhteşem bir bölümdü. Heyecanla yeni bölümleri bekliyoruz. Ama önce sağlık
Çok geçmiş olsun bölüm çok güzeldi yüreğine sağlık canım.
Emeğine sağlık yazarcigim ♥️ Erhan nasıl kıskanıyor yaa 😀 :-*♥️ay adama uxuldum ya kızını bulurlar umarım 🙁 :’( pislik Soner ya hala tehdit edebiliyor :‑X . Hesna babanne bin işi bitti takip edildiklerini bilmeyip işlere giriyorlar 😡
Çok geçmiş olsun yazarcigim hemen geçer umarım zor bilirim♥️
Öncelikle geçmiş olsun Soner ve Neriman bu ikiliye baya sıkıntı çıkaracak bence. Bir de hesna cadısı fena. Umarım evden atılırlar da görürler
Geçmiş olsun yazarcım çok güzel bir bölümdü emeğine sağlık bizimkileri okumak keyiflendiriyor görüşmek üzere
Geçmiş olsun yazarım, Rabbim şifa versin inşallah. Erhan’ın aşkını öğrendik sıra Çisem’e geldi sanırım o da aşkını itiraf etsin mi? Birbirlerine ne zaman söyleyecekler merakla bekliyoruz.
Çok geçmiş olsun kardeşim Allah şifa versin, erken final yazısını okuyunca yüreğime bir acı çöktü, daha doyamadık ki bu çifte ne finali yazarcım, yavaş yavaş bölüm at ama final yapma lütfen, emeğine yüreğine sağlık yeni bölümleri heyecanla bekliyoruz.
Bence çok güzel devam ediyor olayları merakla bekliyorum
Bu manyakları evden atsınlar artık yaaa
Planları bitmek bilmiyor valla
Emeğine yüreğine sağlık canım harikaydı ayrıca çok geçmiş olsun canım
Hikmet bey ve Erhanın konuşmaları ne güzeldi öyle adam artık çocuklarını ve eşini görmeye başladı . Hikmet bey yıllardır ailesini sevse de ihmal etmiş ama onların sevgisini de kaybetmemiş .
Allah şifa versin bölüm için teşekkürler
Harika bir bölüm hanım agamizin aşkım haberini okumak için sabirsizlaniyorum
Ellerine emeğine sağlık yazarım çok güzel gidiyor umarım erken final yapmaz uzun uzun okuruz.Geçmiş olsun zordur biliyorum rabbim acil şifalar versin
Rabbim Şafii ismi ile şifalar versin canım
Final olmasın lütfen, sağlık sorunların düzelir de inşaAllah hikaye devam eder
Çok geçmiş olsun, acil şifalar diliyorum. Uzun ve gereksiz ayrıntılara girmeden hikayeyi boş yere uzatmak yerine güzel bir gidişatla final yapılabilir diye düşünüyorum. Tabi ki bu hikayenin yazarı olarak size ait bir karar.
Muhteşemdi ellerinize emeğinize sağlık
Geçmiş olsun.
Erhan ve kıskançlıkları
Çisem pişman olması için elinden fazlasını yap.
Erhan ve çisem muhteşemdi ellerinize emeğinize sağlık
Eline emeğine yüreğine sağlık
Gecmis olsun Allah şifa versin bölüm güzel evini merak ettim
Çok geçmiş olsun canım rabbim acil şifalar versin inşallah eline emeğine yüreğine sağlık
[…] 26. BÖLÜM <<<<<<<<———– >>>>>>>>> […]